NATO, süt tozu ve itibar!..

İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımının yolunu açmak üzere Türkiye ile mutabakat muhtırası imzalandı.Yani aday oldular. PYDYPG ve FETÖ'ye destek sağlamama taahhüdü. PKK ve uzantılarıyla mücadelede Türkiye'yle tam işbirliği. Velhasıl Türkiye, kırmızı çizgisini tüm dünya kamuoyuna deklere edilmiş oldu. Mutabakat muhtırası NATO ülkeleri için de emsal teşkil ediyor. Şimdi top İsveç ve Finlandiya'da. Peki muhalefet ne dedi "İmzayı bastı geldi!", "ülkemizin çıkarlarıyla bağdaşmayan tavizler verildi!" Basmadan mı geleydi!.. Hangi çıkarlarımızdan taviz verildi söylesenize. Terör örgütleri PKK, YPG, FETÖ'yü uluslararası arenada köşeye sıkıştıracak hamleyi yapıyorsun, eloğluna mutabakat metnini imzalatıyorsun, muhalefetten "ahh!.." sesi geliyor... Üstelik imzalanan; "mutabakat muhtırası." Bu bir süreç. Nihayetinde üyelik için "katılım protokolünün" imzalanması lazım. Ve bunun için de taahhütlerin yerine getirilmesi lazım. Zaten Erdoğan da açıkça bunu söyledi. "Yoksa kusura bakmayın" dedi... Muhalefet için bunun bir önemi yok. İmzalandı, "niye imzaladı" diyorlar. İmzalanmasaydı, "Niye imzalanmadı, NATO'yla ilişkilerimiz bozuldu" diyeceklerdi... Erdoğan ile çekilmiş fotolarını paylaşarak sosyal medya üzerinden teşekkürlerini ve zirve notlarını iletiyor Borris Johnson ve Macron. Biden Türkiye'ye teşekkür ediyor. Dünyanın gözü Türkiye'nin üzerindeydi. Erdoğan ne diyecekti.. Onun ağzından çıkacak her cümle tüm dünyayı etkileyecekti... Ona göre hesaplar yapılacaktı, dünyada yeni dengeler oluşacaktı. Batı medyasından da birkaç manşet verelim; "Erdoğan