Kılıçdaroğlu ile Akşener arasında adaylık kavgası...

İstanbullu hemşerim, bunlar daha iyi günlerimiz" diyordum geçen sene... Nasıl İmamoğlu İstanbul'un köküne kibrit suyu dökmeye devam ediyor, değil mi.. Bütün mesele otobüs ittirmekle kalsaydı eyiydi... Ama İstanbul artık gırtlağa kadar borçlu bir şehir. Ve de hiçbir şey yapmadan, borçlanmış bir şehir... (Hiçbir şey derken "pisuar, karton bardak, mezarlık ibriği, musluk..vs," gibi hizmetlerini de görmezden gelemeyiz tabii.) Verdiği hiçbir sözü tutmamış, hiçbir vaadi yerine getirmemiş bir şovmen. Hoş o işte de başarılı değil... CHP'liler için bile çok itici gelmeye başladı muteriz başkanın oyunculuğu... Afet sırasındaki kaçamakları.., tatilleri, yüzmesi, kayması, kalkanı..vs, kimseyi rahatsız etmiyor artık. 'Vak'ayı adi'yeden sayılıyor. Yıldızı da iyice düştü. Kendi partisi içinde 'kimi aday görmek istersiniz' anketlerinde 3'üncü sıraya geriledi. Kılıçdaroğlu zaten ayarı vermişti. 'Sakın zıplama' diye. Ama rahat bırakmıyor işte. Akşener'in ablası İmamoğlu'nun yüzünde Rabbi Yessir görmüştü. Akşener ısrarla adaylığa iteliyor İmamoğlu'nu. Zaten Fatih Sultan Mehmet gibiydi, Büyükelçi dahil herkesi kucaklıyor.., Kalkanı da yediğine göre.., tamamdır o iş... Hani; "Okey, I am okey!.." durumu... Önceki gün yine sormuşlar Akşener'e; "İmamoğlu ya da Mansur Yavaş aday olur mu" diye... "Bu iki arkadaşımızın adaylığı için bizim 'Hayır' gibi bir tavrımız yok" demiş. Halbuki