2015 Haziran seçimlerinde AK Parti yüzde 40.87 oy almıştı. 1 ya da 1,5 puan daha almış olsaydı hükümeti kurabiliyordu. Kursaydı ne olurdu peki O dönem şöyle bir yorumlamıştım; "Parlamenter sistemde birkaç vekil farkıyla kurulmuş bir iktidarın muktedir olması çok zor. Böyle bir süreçte ve böyle bir meclis aritmetiğinde iktidar çok hızlı yıpranır. İcraat ve hizmette zorlanır. Koalisyon ise Türkiye'nin sonu olur." Hükümet kurulamadığı için 1 Kasım'da tekrar seçim yapıldı. Ve AK Parti Erdoğan'nın liderliğinde büyük bir zafer kazandı. 49,6 oy alarak 4 ay sonra çok güçlü bir şekilde geri döndü. Bize o gün kızanlar bizim söylediğimizi söylemeye başladılar; "İyi ki ilk seçimde AK Parti 1 puan fazla almamış. İyi ki koalisyon kurulmamış" (Davutoğlu'nun CHP ile kurmaya çok teşne olduğu ve Erdoğan'ın asla kabul etmediği o koalisyon!) 2019 Yerel Seçimleri'nde Cumhur İttifakı yüzde 51,64 Millet İttifakı ise 37,57 oranında oy aldı. Kazanan net Cumhur İttifakı. Ama İstanbul ve Ankara kaybedildi. O yüzden "Cumhur İttifakı yenildi" algısını yönetmekte zorlanmadılar. Psikolojik üstünlüğü de uzun süre devam ettirdiler. O dönem de, şöyle bir yorumda bulunmuştum. "Anlaşılan o ki, "millet bi'şey deniyecez" dedi. Bunda da bir hayır vardır. Zira hizmet siyaseti bazen doyum noktasına gelir ve karşılığı olmaz. Millet CHP'yi unutmuş olabilir. İstanbul ve Ankara'nın CHP'li belediyeler tarafından yönetilmesi, CHP'nin daha görünür olmasına sebep olur. Güncellenmiş bir tecrübe ile CHP'nin ne olduğu bir defa daha gözler önüne serilir. Erdoğan'ın kıymeti daha iyi anlaşılır..." Ahan da olan budur. 20 yıldır girdiği tüm seçimleri kaybeden muhalefet için büyük bir şanstı.