Hikmet Genç

Akşam

"Kar tatiline gidemedi, İstanbul'da kayacak!" derler...

Olmuyor işte. Mizansenle kurguyla bir yere kadar. "İstanbul senin", "sizin için çalışıyoruz", "kendimizi parçalıyoruz" demekle olmuyor... Uyardık, "bunlar daha iyi günlerimiz" dedik... Reklamla, antrikotla, mikrofonlu teyzeyle belediye yönetiyormuş gibi yaparsan, hiçbir şey güzel olmaz. Her şey rezil olur. Gerçeklerle böyle yüzleşirsin... Doğma büy

Büyükbaş, ortabaş, öküz ve eşek!..

İki kelimede bir "ötekileştirmeyin" deyip "ötekileştirmenin" dibine vuran.., Sürekli nefret dili kullanıp, hakaret edip, "ayrıştırmayın, kutuplaştırmayın" diyen muhalefet... Ve bu sahtekarlığı yutturduğunu zanneden kıtıpiyozlar... Halkın değerlerine zerre kadar saygısı olmayan, bir taraftan İslam düşmanlığı yapmaya devam ederken diğer taraftan "had

Saç saça baş başa ittifakı!..

Hani şöyle bir tip vardır: 'Eller cepte, havada bir şeyler arıyormuş gibi gözler yukarıda, bir taraftan da ıslık çalar!' Hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi görünmeye çalışan tip... Yüzünde de; "Aaa, burası neresi!" der gibi bir ifade vardır!.. İP'in durumu aynen böyle... Komik ve bir o kadar da acınası bir durum. Ortağı CHP; "tezkereye evet demek cum

Nimet nimetti, battı battı!..

Düne kadar, İBB'nin internet sitesinde Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, "müze" olarak gösteriliyormuş. Tepki gösterilince önceki gün düzeltilmiş... Çok mu şaşırıyoruz.. Tabii ki hayır... Eski Türkiye olsaydı, Ayasofya'nın müze olarak kalması için CHP Anayasa Mahkemesi'ne giderdi. Başörtüsü yasağında olduğu gibi. Bugün dayanacakları vesayet odağı kal

'Sallama ve Atıp Tutma Bakanlığı' kur!..

Güzel kafa ha!.. 6 ay içinde ülkeyi düze çıkartırım, uçururum" diyor. Hızını alamazsa, 1 yıl içinde muasır medeniyetler seviyesinin fevkine bile çıkartır. Yapar mı yapar. Her muhtara birer 'özel kalem' atayınca işsizliği kökten çözen muhterem, 3 yıl içinde Mars'a da gider!.. Bunu da yeni projesi. Ülkeyi kurtardıktan sonra iklime de bir el atacakmış

Davutoğlu'ndan "İstikşafi ve Frankeştayni" görüşmeler!

Yapısal değişimin kurucu partilerinden biri olacaklarmış. Yeni bir Türkiye inşa edeceklermiş!.. Gülsek mi ağlasak bilemedim Davutoğlu'nun bu hal-i perişanına. "Hayatım CHP zihniyetiyle mücadele etmekle geçti" diyordu. Geçtiğimiz günlerde Kılıçdaroğlu ile bir araya geldiği yemekli toplantı çok faydalı olduysa demek ki... Aydınlanma yaşamış. CHP'yle

HDP sırtını PKK'ya dayamış, CHP de HDP'ye!..

TSK tarafından düzenlenen operasyonda öldürülen terör örgütü mensubu bir PKK'lının HDP'li vekil Semra Güzel ile yakın ilişkisini gösteren fotoğraflar ortaya çıktı... Oldukça samimi fotoğraflar. Arkada şelale, elde kaleşnikof vesaire.. Semra Güzel sırtını PKK'ya dayamış... (Figen Yüksekdağ da sırtını PYD'ye, YPG'ye dayıyordu.) "Selahattin Demirtaş s

Ülgür, "bedava elenktrink vermem" diyor!..

Urfalı çiftçiye "bedava elektrik" vaat etti. Tabii bir CHP'liyi belediye başkanı yaparlarsa!.. CHP'nin Urfa'da belediye seçimlerinde yüzde 1 oyu yok. Yani nasıl olsa oluru yok, salla gitsin. Seçimden sonra da "bana oy vermediniz, size elektrik yok" diyecek!.. O yüzden onca güneş enerjisi elde edebilmek için ne kadar yatırıma ihtiyaç olduğunun da bi

Kapıda kalan adam tiyatrosu.., Ve perde...

Şov yapacak ya, kapıya dayanıyor. Tabii önce bir davulla zurnayla twit'le haber veriyor... (Cumhurbaşkanı adayıyız netekim!) "Randevu istedim vermediler. Şu saatte oradayım, bekleyin beni". "Geliyorum bekle" dedikten sonra seni kim içeri alır.. Ne o öyle, birliğini denetlemeye gelen komutan gibi. Ben olsam ben de almam... Sonrası malum. Karşısında

CHP'nin nur topu gibi yeni adayı oldu!..

CHP içinde onca taciz tecavüz vakası, bir de Tanju Özcan'ın anısı!.. 'Anısını' biliyorsunuz. Bolu Belediye Başkanı CHP'li Tanju Özcan'a bir kadın gelmiş. Çocuğu olamayan o kadın, kendisinden yardım istemiş. Tanju da; "Ben sana nasıl yardım edebilirim ki" demiş!.. Müstehcen bir göndermeyle böyle bir müptezelliği "ilginç anım" diye sırıtarak anlatmış