Hikmet Genç

Akşam

Most demokratik meyır, yurup yurup şurup!..

Münih'te, 'Şehirlerin Rolü: Demokraside Ezber Bozanlar' adlı panele konuşmacı olarak katılmış. Demokraside değil ama İngilizcede ezber bozdu 'Meyır of İstanbul'!.. Birkaç dakikalık bölümünü izledim. Elindeki kağıttan okuyacaktı (onu da okuyamıyor ya!), soru gelince komedi başladı. Güya gol atsın diye pası veriyorlar. "Erdoğan, şehrinizi (İstanbul'u

'Sandık' yine içinizden geççek!..

Geççek geççek gitçek gitçek..," Bir mutlu oldular ki sormayın, Tarkan 'Korona için söyledim, besteledim bunu' dedi ama nafile. Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendiler!.. İktidar geççek gitçekmiş!.. Öyle sevindiler ki, o yuvarlak masanın üstüne çıkıp "ooh ooh yandan yandan..," diyerek göbek atcak muhalefet. Derhal seçim, hemen seçim, yarın seçim g

'Gerçek anlamda demokrasi' ne menem bi'şeydir

Tencere kaynayacak, bütün yurttaşlar özgür olacak, adalet gelecek, herkes mutlu olacak, ilk 6 ayda ülkeyi uçuracağız.., ila ahiri..." Ama en önemlisi şu; "Gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz" (İşte o an, alkış sesleri yükseliyor her grup toplantısında) "Gerçek anlamda demokrasi!", iyi bi'şeye benziyor... Ama ne menem bi'şey olduğunu kimse bilmiy

Masa yuvarlak, dünya yuvarlak, top yuvarlak!

Nasıl oturacağız!" krizi yuvarlak masayla aşıldı. Ve sonunda toplandılar... Muhalif basın "6 partinin genel başkanı toplanıyor, parlamenter sistem iradesi coşuyor, tek yumruk..," falan naralarıyla duyurdu toplantıyı. "6 parti" diye söze başlıyorlar ama 4 tanesinin toplam oyu yüzde 2 etmiyor. Efendim yüzde düşük olabilirmiş ama bu birlik, bu yuvarla

Kılıçdaroğlu iktidardan elektrik alamıyor!..

Sevdi bu işi... Siyasetçi olamıyorsan, aktivist ol!.. Nasıl olsa her türlü kaybediyorsun. Bari hareket olsun... Sosyal medyada paylaş; "Alo, ben saat 10'da geliyorum. Bekle beni"... Sonra dayan kurumun kapısına. Kapıda açıklama yap. "Bak görüyorsunuz vatandaş için kapıya dayandım, beni içeri almadılar." Dikkat çekmek yürü, Ankara'dan İstanbul'a kad

Sezer ve 367 Sabih sahnede...

Unutturmuştu kendisini, yıllar sonra (geçen hafta) konuştu Ahmet Necdet Sezer. Nerede konuştu.. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Vakfiyesi'nde değil tabii. ADD'nin düzenlediği bir törende. Önemli bir hatırlatma yaptı. "Akıl ve bilimden uzaklaşan toplumların ne durumlara düştüğünü hepimiz biliyoruz..." dedi... Akıl ve bilim önemli tabii. İrticai eylem

O sarhoşun karikatürünü bir daha çizin!

Kim niye yapar.. Mesaj kimedir.. Heykel halatla çekilince n'olur.. "Neyin kafasıdır" diye sormadılar bile... Bir de baktık ki "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganları başlamış. Heykel yıkılırsa, cumhuriyet yıkılacak. Memleket elden gidecek... Bir organizasyonla heykel tavafa açılıyor. Heykeli korumak için etrafında dönmeye başlıyorlar. (Aklıma Eng

İngiliz'e de "İstanbul senin" demişse!..

Hani biz de alışmaya çalışıyoruz ama olmuyor... Bu kadar da sık tornistan yapılmaz ki!.. Bir defacık olsun yerinizde durun yahu. Bir lafınız da doğru çıksın. Aradan günler geçmiş; "Elbette haberim vardı. Ekrem Bey önemli karar verirken Genel Başkan'a bilgi verir" diyor Kılıçdaroğlu... Yeni mi aklına geldi Neden şimdi söylüyorsun.. O kadar CHP'li ve

Kol böreğinden 'Başkanlık Süiti'ne!..

Börek yapıyordu. Bazen peynirli, bazen patatesli. Sade, gösterişsiz bir mutfağı vardı. Bir tel dolap eksikti. O kadar mütevazıydı!.. Yeni bir video çekmiş. Mevzu; "mutfak yangın yeri", "millet aç aç"... En doğru mekanın "mutfak" olması lazım, değil mi.. Değil.. 'Başkanlık Süiti'nden yayın yapıyor. Mutfağın yangın yeri ve milletin aç olduğunu söyled

Aday amuda da kalkmalı mı!..

Muhalefetin "aday" tartışması seçimlere kadar devam edecek gibi görünüyor...Bayağı da eğlenceli. "Adayınız kim" diye soruyorsun Kılıçdaroğlu'na. İsim yok, tarif var! Sürekli aday tarifi yapıp duruyor. Bir önceki tariflerden birinde, "aday, nefsine hakim biri olmalı" demişti. Nefsine hakim olan aday nasıl ve neye göre tespit edilecek.. (Öyle ya CHP'