Şair eczacılar...

Şair Eczacılar adlı aylık bir dergi var kitaplığımda,1975 tarihli. Şair, yazar, öğretmen İlhami Bekir'in, İlhami Tez imzasıyla sahip ve yöneticisi olduğu, son 10 sayfası laboratuvar, krem, eczacı deposu, losyon vb. reklamıyla dolu, 26 sayfalık bir küçük dergi.Kısa adıyla aylık TEN (Tıp ve Eczacılık Neşriyatı) 81. sayıya ulaşmış. Demek 1968'de yayımlanmaya başlamış. Ayrıca EKN (Eczacı Kütüphanesi Neşriyatı) varmış. TEN, "Ayın Yazısı" "Şair Eczacılar" ile başlıyor, çeşitli sanat yazılarıyla sürüyor.Tam adıyla İlhami Bekir Tez, şair ve yazarlık yanı sıra (bu ayrı bir yazı konusudur) SEK'i (Sanat El Kitapları) çıkardı. Ayrıca da tıp ve eczacılık alanında yaptığı bu yayınlarla da öncü oldu.Şair Eczacılar yazısında Remzi Kocaer, Prof. Selahattin Tandal, Hüseyin Rifat ve Tevfik Hacıbeyoğlu adlarını anıyor. Onların şairlikteki düzeylerini ise Hüseyin Rifat, Neyzen Tevfik, şair Eşref kadar ünlü olduklarını söylüyor.TEN'in bu sayısı bana günümüzdeki şair eczacıları, yazarları, sanatçıları ve pazar günü Ankara'da eczacıların yapacağı büyük mitingi de anımsattı.Bu arada zamansız yitirdiğimiz tiyatro yazarı, arkadaşım Ülkü Ayvaz'ı (Bayburt, 5.5.1955 -İstanbul, 23.4.2016) düşünmeden edemedim. İstanbul Eczacı Odası basın müdürüydü. Bir yandan da odanın radyosunda sanatçılarla konuşmalar yapıyor, tiyatrosunda oyunlar sahneye koyuyordu. Bir kez beni de konuk etmişti. Çok değerli yapıtları olan üretken, çalışkan bir arkadaşımızdı. Sevgiyle anıyorum.16 Ekim Pazar günü yapılacak Büyük Eczacı Mitinginde özellikle salgın günlerinde büyük sorunlar yaşayan, tıpkı doktorlar, sağlık çalışanları gibi birçok meslektaşını yitiren eczacılar, meslekle ilgili sorunlarını daha güçlü duyurmak istiyorlar. Çünkü eczaneler kapanmakla karşı karşıyalar. "Bulamadığınız ilaçların sorumlusu eczacınız değildir" diyorlar. "Artan maliyetlere yetişemiyoruz. İlaç yokluğuna alışamıyoruz" diyorlar. Ben de eczacılarımızın bu isteklerini paylaşmak istedim.FAZİLET ECZANESİEczane deyince Haldun Taner ustanın Fazilet Eczanesi adlı yapıtı çoğumuzun gözünün önüne gelmez mi Hem öykü, hem oyundur. Önce öykü olarak Varlık Yayınevi'nin Yeni Hikâyeler 1953 antolojisinde çıktı. Daha sonra Şişhaneye Yağmur Yağıyordu adlı öykü kitabında yer aldı. 1960 yılında ise Taner, bunu üç perdelik bir oyuna dönüştürdü. Bu oyunda zor günler yaşayan eczacı Sadettin Dertsavar, iflas etmekle karşı karşıyadır. Çünkü ilaçları havanda döverek eski yöntemle kendi yapmakta, insan sıcaklığıyla yapılan ilacın iyileştirici olduğuna inanmakta, fabrika yapımı ilaç satmamakta direnmektedir. Bu sevgiyle yetiştirdiği oğlu Ünal Dertsavar, babası ölünce eczaneyi batmaktan fabrika ilaçları satarak kurtarabilir.Günümüz eczacılarının sorunları ise bambaşka elbette. Onlar sabah 09.00 akşam 19.00 arası, bir kamu görevi yapmakta, koşulları ne olursa olsun, eczanelerini açmakta, bulunmayan ilaçları bulmaya çalışmakta, hastalarının ilaç fiyat farkı ödeyerek mağdur olmasını istememekteler. Eczacılar yeni nesil ilaçların Türkiye'ye gelmesini etkin ve yenilikçi bir tedavi yöntemiyle hastaların bir an önce iyileşmesini istiyorlar. Bu da tıpkı Fazilet Eczanesi'ni batmaktan kurtarmak isteyen Ünal'ın izlediği yola benzemiyor muOnların iflası demek, toplumun birinci basamak sağlık merkezinin kapanması anlamına gelmiyor muÖte yandan eczacılar yalnızca eczanelerini işletmekte kalmayıp birçoğu sanatla da uğraşıp bu yönden de topluma hizmet sunmaya çalışıyor. Örneğin İstanbul