14 Şubat...

Yılın en kısa ayında öylesine çok sayıda gün ve hafta var ki şaşırmamak elde değil. Google'a göre, 28 günde 50 önemli gün var şubat ayında. Bunlar içinde yerel olmayan, ulusal ölçekte kutlanan anlamlı olanlar da var elbette. Bunlardan ikisi 14 Şubat Sevgililer Günü ile Dünya Öykü Günü. İkisinin de aynı günde ve uluslararası düzeyde kutlanması, çok güzel bir buluşma bence.Bu iki günün ikisine de önem vermek gerektiğini düşünenlerdenim. Çünkü sevgiyle yetiştirilmeyen, sevgiye aç bir toplumda, her türlü suç işlenebilir, her türlü yanlış yapılabilir. Bunların en korkuncu kadın cinayetleridir ve son yıllarda buna doktor cinayetleri eklenmiştir.Kadın cinayetleri bir türlü sona ermiyor. Tam tersine gittikçe artıyor. Çünkü toplumun büyük çoğunluğunun eğitimi çağdaş değil, ekonomisi bozuk, laiklik düşmanı kişilerin istismarıyla da yenik düşmüşler, yoksul ve mağdurlar. Böyle bir ortamda eğitim görmüş bireyler yurtdışında yaşamak istiyor, gidiyorlar da. Son olarak da kamu kurumundan istifa edip özele geçen, şiddet ve ekonomik sorunlar yüzünden yurtdışına giden doktor sayısının 12-13 bin dolayında olduğu belirtiliyor. Ne yazık!Böyle bir ortamda Sevgililer Günü'nden yararlanılarak, sevginin kuşatıcılığını, birleştiriciliğini, sevginin insancıllığı, öykünün düş gücüyle sevgiyi zenginleştirmek, sevgiliye öykü kitapları da armağan ederek, sevgiyi sanat haline getirmek gerekiyor.Sevmenin sanat olduğunu günümüzden tam 66 yıl önce 1956 yılında yayımladığı Sevme Sanatı adlı kitabında Alman kökenli Amerikalı ünlü psikanalist, sosyolog ve filozof Erich Fromm anlatıyor. Bu kitabıyla sevmenin felsefi manifestosunu yayımlıyor. Sevmenin insancıl (humanist) bir eylem olduğunu tüm dünyaya duyuruyor...BU GÜNLERDEN YOLA ÇIKARAKSevgililer Günü olsun, Dünya Öykü Günü olsun bunlar yalnızca bir gün kutlamakla geçiştirilecek günler değildir. Olsa olsa bu günler yalnızca anımsatmak içindir. Sevginin kesintisiz olması, öykü okumanınyazmanın bilinçli bir seçimle sürdürülmesi gerekir.Bunlar yapılırsa, birey de toplum da daha özgür ve güçlü olur.Sevgi, aşk çağlar boyu hiç kesilmeden süregelen, bir toplumu yaşatan en önemli değerlerden biridir. Zaten eğitimin amacı bir sevgi toplumu yaratmak, sevgi ortamı içinde temel bilgileri, insan ve yurt sevgisini öğretmek değil midir Ancak gerici siyasal iktidarlar, hem kinci ve tarikatçi öğrenci yetiştirerek, kendilerine çalışma ortamı sağlayan demokrasiyi yıkıyor