Jules Verne ile İstanbul'da yolculuk...

Güven Turan, Bir Albümde Dört Mevsim (Yapı Kredi, 2022) adlı kitabındaki "İlkyaz Resimleri" şiirinde "Nazlı ilkyazgelse mi gelmese mi" diye nazlanıyor diyor ya. Aslında ilkyaz da, yaz da geldi. Ama eskiler gibi değil! Haziran yazdır. Bir yandan da hem dinlence, hem de kitap fuarları ve kültür festivallerinin başlangıç ayıdır. Okullar tatile girer. Anne babalar, çocuklar, öğretmenler rahat bir nefes alır.Bugünlerde yurdumuzun dört bir yanında olduğu gibi, İstanbul'un her ilçesinde de etkinlikler yapılıyor. En başta da 50. yılını kutlayan İstanbul Uluslararası Müzik Festivali (6-24 Haziran) müzikseverleri bir araya getiriyor.Gazetemiz her gün festival haberleriyle dolup taşıyor. Ne güzel!Çünkü herkes, onca pahalılığa karşın yılın ve yaşamın getirdiği bunalımdan, yorgunluktan kurtulmak istiyor, salgın sonrası da bu ilk yazda yüz yüze buluşma coşkusu yaşıyor, bunun için de festivallerin önemi artıyor.Öte yandan dinlence hem fiziksel, hem de ruhsal olmalıdır. Dinlence de gezip görmekle, kültürel ortam içinde geçerse, daha yararlı olmaz mıBunun için de dinlence takvimimizdeki renklilik, hem bize yaşam enerjisi, siyasal enerji katacak, hem de beynimize doğru kararlar aldıracaktır.Okumanınsa, yaşı yoktur.Dinlence çantamızda bir gezi planımız, rotamız ve kitap(lar) olmalıdır. Çünkü gezmek herkesi dinlendirir.Öte yandan bebekler bile henüz dünyaya gelmeden anne karnındayken kendilerine kitap okunduğunu bilirlermiş. Okunanı anlamazlarmış, ama "okuma ritminin getirdiği ahengi algılayabilirlermiş", mutlu olurlarmış. Öyle diyor bilim insanları. Bu nedenle günümüzde kitap, çağdaş insanın yaşam biçimi olmuştur.TOPHANE'DEN ÜSKÜDAR'AHepimiz Jules Verne'in değişik yaşlarda okuru olmuşuzdur. Jules Verne'in ölümünden sonra bulunup yayımlanan İnatçı Keraban adlı macera romanının kahramanı Keraban Ağa, Osmanlı İstanbulu'nda II. Mahmut döneminde yaşayan bir iş insanıdır.Keraban Ağa, bir gün, Hollanda'dan İstanbul'a gelen dostu, iş arkadaşı Van Mitter, uşağı Bruno ile Tophane'de karşılaşır. Onları akşam yemeğine konağına davet eder. Konağı Üsküdar'dadır. Gitmeye hazırlanırken davullar vurulur, zaptiye amiri resmi mühürlü bir emir okur. İstanbul'dan Üsküdar'a, Üsküdar'dan İstanbul'a Boğaz'ı geçenler, yeni bir vergi ödeyecektir!Osmanlı döneminde sultana kafa tutan ve vergiyi ödememek için Tophane'den Üsküdar'a yarım saat içinde gitmek varken, 2.800 kilometrelik yolu 45 günde katederek, tüm Karadeniz kıyılarını; Trakya, Balkanlar, Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Kafkasya'yı geçerek