Geçmiş zaman olur ki, hayali iç karartır

Bir zamanlar askerler, TSK İç Hizmet Kanunu 35. Maddede yer alan "Silahlı kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır" hükmünü bahane ederek, dayanak yaparak sivil yönetimlerin tepesinde hegemonya kuruyor, bu maddeyi Demokles'in kılıcı gibi idarecilerin tepelerinde sallayıp duruyorlar; daha doğrusu durmuyorlar, ortalama on yılda bir ayaklanarak bir çuval inciri berbat ediyorlardı.Önce "İç Hizmet Kanunu" bir kanun, onun üstünde anayasa var, kanunun anayasaya aykırı olması da, aykırı olarak işletilmesi de demokrasilerde mümkün olmamalıdır, ama bizde oluyordu. Bir zamanlar Anayasa Mahkemesi yoktu, gerçek demokrasiye geçmeden veya ara rejimlerde var olanı da birçok şekilde aşmışlardır.İkinci olarak: "Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır" cümlesinin "Türk yurdunu" kısmına kimsenin diyeceği olamaz. Ancak Türk yurdu nasıl korunur, mesela korumak için harice asker göndermek, üs kurmak vb. gerekmez mi, gerekirse vaktiyle buna niçin itiraz ettiler" soruları da var da şimdilik şurada dursunlar."Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır" cümlesine gelelim: Anayasada sivil hükümetin yetki ve görevleri, yurdun ve düzenin nasıl korunacağı maddeler halinde bellidir; iç hizmet kanunu bu maddelere göre anlaşılmak ve uygulanmak durumundadır, nasıl oluyor da anayasanın üstüne çıkıp sivil demokratik yönetimi tepeleyebiliyorduDedim ya, "geçmiş zaman olur ki, hayali ruh karartır".Gelelim 28 Şubat'a.Dayanak nedirLaiklik için kesin ve yakın tehlike, irtica tehlikesi!Ve tedbir olarak sivil hükümete dayatılan MGK Kararlarının şu maddelerine bakın:"8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli.Kur'an kursları Diyanet İşleri Başkanlığına bağlanmalı, kaçak kurslar önlenmeli.Tarikatların faaliyetlerine son verilmeli.Kılık kıyafet yasası ödünsüz olarak uygulanmalı.Yeşil sermayeyekısıtlama getirilmeli.İrtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı.Kurban derileri derneklere verilmemeli.Tevhid-i Tedrisatuygulanmalı.Atatürkaleyhindeki eylemler cezalandırılmalı."Önce bu maddeler için toptan bir değerlendirme yapalım:Son iki madde hariç diğerlerinin tamamı kaldırıldı, ne laiklik tehlikeye girdi ne de Cumhuriyet; çünkü bunlar bahane idi, bazılarına göre asıl tehlikeye giren "cebrî kültür ve medeniyet değişimi" idi. Askeri de kullandılar, astılar kestiler ama bu cebir tutmadı; halk Batı uygarlığına geçmeye razı olmadı, ama örselendi, değerler zedelendi. 1950'den sonra sivil toplum cebir metoduna baş kaldırdı, ama silahla filan değil, Batılılaşmış veya Batı taklitçisi tarafın dillerinden düşürmedikleri, ama şartınca uygulamaya da yanaşmadıkları demokratik yöntem ile!İşte elliden sonra bu sebeple demokratik yürüyüşe karşı tanklı yürüyüş harekete geçirildi!Tek tek bakalım:"Kur'an kursları Diyanet