Belkıs, Sebe ülkesinin (günümüzde Yemen bölgesi) hükümdarıdır ve kraliçe unvanına sahiptir. Kur'an-ı Kerim'de güçlü, akıllı ve karizmatik bir lider olarak tasvir edilir.
Hz. Süleyman ona mektup göndermiş, Hak dine ve hükümranlığına teslim olmasını istemişti. Belkıs danışma meclisini topladı ve şöyle dedi:
"Efendiler! İçinde bulunduğum durum hakkında bana görüşünüzü açıklayın. Sizin görüşünüzü almadan asla bir işe kesin karar vermem./Şu cevabı verdiler: "Biz güçlüyüz, zorlu savaşçılarız, yine de yetki senindir; artık ne buyuracağını sen düşün./Kraliçe şöyle dedi: "Krallar bir ülkeye girdiler mi, oranın altını üstüne getirirler ve halkının ulularını aşağılanmış duruma düşürürler. Bunlar da öyle yapacaklardır./Ben bunlara bir hediye göndereceğim, sonra bakacağım elçiler ne ile dönecekler" (27/32-35)
Süleyman aleyhisselâmın mektubunu alan melike, devlet ileri gelenlerini toplayarak mektubun içeriği hakkında bilgi vermiş, ne yapmaları gerektiği konusunda kendileriyle istişarede bulunmuştur. Danışmanları ülkenin savaş gücü hakkında bilgi verdikten sonra nihaî kararın kraliçeye ait olduğunu ifade etmişlerdir. Kraliçe, savaşın başarısızlıkla neticelenmesi durumunda düşman istilâsının kötü sonuçlarını anlatarak meseleyi barış yoluyla çözmenin daha uygun olacağını ifade etmiş, barıştan yana olduğunu göstermek üzere Hz. Süleyman'a hediyeler göndermiş ve sonunu beklemiştir.
Peygamberimiz (s.a.) Bedir, Uhud, Hendek savaşlarında, Hudeybiye krizinde barışta ve savunmada kalmayı tercih etmiş, gerektiğinde -sonucu rahmet ve kazanç olan- tavizler de vermiştir.
Makalelerde, sosyal medyada ve bazı konuşmalarda heyecana gelen (bunda da haklıdırlar bu başka) şahıslar Türkiye'ye "Ne duruyorsun, İsrail'i vur bu iş bitsin" diyorlar. Hükümet ise işi savaşsız, diplomasi ile ve uluslararası toplumu yanına alarak çözmeyi tercih ediyor.
Niçin
Çünkü Belkıs'ın dediği dün de bugün de bir gerçektir; savaşır yenilirseniz bin bela, yenerseniz yine bir belâ: en azından can ve mal kaybı yaşanır.
Ğazze'de bıçak kemiğe dayandığı için, İsrail planını adım adım uygulamakta olduğu için, masum Filistin halkının canına, malına ve mukaddesatına durmadan saldırdığı için Hamas'ın başka çaresi kalmamıştı. Bunlara diyeceğimiz söz, "Allah yardımcınız olsun"dur.