BM değil, Mekke Sözleşmesi

Cumhurbaşkanımız sıkça tekrarlıyor: "Dünya beşten büyüktür". Ne yazık ki, dünya düzeni "adalet, hak, hukuk yerine güç ve korku dengeleri üzerinde" durduğu için iki yüz civarındaki devlet içinden beş tanesinin dediği oluyor. Bu beş tanesi de kendi çıkarları ve bağlantılarından başka bir şey düşünmüyor, kime dokunmuş olursa olsun zulmü engellemek için hareket etmiyor, edenleri de engelliyorlar.Peki bu kalabalık niçin direnip adaleti gerçek kılamıyorlarÇünkü güçleri yetmiyor(!)Benim bu kabule itirazım var. Güç silah gücünden ibaret değil ki! Bu beş devletin, diğerleriyle mesela ekonomik, mesela jeo-stratejik, politik... menfaatleri var. Bu menfaatleri kısarak, çeşitli ambargolar ve boykotlar yaparak da etkili olabilirler.Bunu da niçin yapamıyorlar1. İman, vicdan, merhamet eksik.2. Devletler olarak çeşitli yerlerinden öyle bağlanmışlar ki hareket edemiyorlar. Bu bağlanmaların başında, gerçek manada demokratik olmayan yönetimlerin, iri devletlerin kölesi haline gelmiş olması var. Bırakın başkalarının zulmüne başkaldırmayı, kendileri, sözde değil özde bağımsız olmak istediklerinde darbeye, suikasta, ambargoya maruz kalıyorlar.Yakınlarda Çin, Filistin'in bağımsız bir devlet kurma haklarını teyit etti.Koca dünyada ancak üç beş devlet Filistin'i tanıdı. Bunlara da şükür. Lakin arkası gelmiyor, bir hafta içinde iki yüze yakın devlet tanıyıvermiyor. Ve beş iri devletin veto hakkı Demokles'in Kılıcı, yerinde duruyor.Dedim ya:"mesela ekonomik, mesela jeo-stratejik, politik... menfaatleri var. Bu menfaatleri kısarak, çeşitli ambargolar ve boykotlar yaparak da etkili olabilirler". İşte bunun, halka düşen tarafınıkısmını onların yapmasının önünde engel yok. Halklar, esir yönetimleri de bir şekilde etkileyebilirler. Her ülkede Tahrir Meydanı ve eli baltalı katiller yok ya!Hele şu gençlerin, daha çok Batı'da yaptıkları protesto yürüyüş ve toplantıları yok mu, gözlerim yaşarıyor ve "Ey yaşlılar, bunlardan şikayet edip duruyoruz ama kendimizden utanalım" diyesim geliyor!Gelin size, Sevgili Peygamberimizin (s.a.) vahye muhatap olmasından önce katıldığı "örnek birleşmiş milletler mayası saydığım" bir oluşumdan söz edeyim:Mekke'de haksızlığa uğrayan Yemenli bir tâcir, Ebûkubeys tepesine çıkıp yüksek sesle mağduriyetini dile getiren bir şiir okuyor. Peygamber'imizin (s.a.) amcası Zübeyr b. Abdülmuttalib şehrin en zengin, yaşlı ve nüfuzlu kabile reisi durumundaki Abdullah b. Cüd'ân et-Teymî'ye başvurarak onu bu işin görüşülmesi için bir toplantı yapmaya ikna ediyor. Toplantıda hazır bulunanlar uzun tartışmalardan sonra