Yeter!

Yazılacak ne çok şey var, değil mi
Ve aslında Gazze'den başka hiçbir şey...
Gazze varken...
Başka şeyler yazmak için klavyeye uzanan parmaklarım donup kalıyor...

***

Okullar açılıyor, siyaset kızışıyor, market etiketleriyle resmi enflasyon rakamları arasındaki fark asap bozuyor...
Yiyiciler yerel yönetimleri sarmış...
Asgari ücretle geçinmeye çalışanlar kasa kuyruklarında huzursuzlanıyorlar...
İnsan mı
Git gide daha belalı bir varlık!
Aslında hepsi yazılmalı...

***

Memleketi sevmek deseniz, ciddi sorumluluk, hassasiyet istiyor.
"Munis müttefik Türkiye" olmaktan çıkıp "Büyük Türkiye" olma yolunda attığımız her adım kayıtsız şartsız desteklenmeli...
Çünkü İsrail'in uykusunu kaçıran budur...

***

Ve Eylül...
Bir aylık çok güzel bir mevsim...
Bunu da geçmiş zamanlardaki gibi uzun uzun yazmak istiyorum...

***

Ama Gazze orada kan ağlarken...
Gazze bu çağda yaşıyor olmanın utancını suratımıza tokat gibi çarparken...
Çocuklar öldürülürken, şimdilik sağ kalan çocuklar kollarını, bacaklarını kaybederken...
Başka neden bahsedebiliriz ki!
Lakin düşünün şu ülkede bile Gazze'den bihaber yığınla insan var; Gazze deyince bir sohbet sırasında kalkıp giden gençler var...
Yazık! Çok yazık!

***

BM konuşuyor, uluslararası kuruluşlar konuşuyor, devletler konuşuyor ama siyonist saldırganları durduracak eylemler sade insanın sırtına yüklenmiş görünüyor...