Vitrinde DEAŞ var, inanalım mı

Birkaç ay geriye gidip Rusya'nın global sistem içindeki "büyük siyasi günahları"ndan birine odaklanalım...
Geçen Ekim ayının sonları...
İsrail'in Gazze'ye saldırısı başlamış, can kayıpları 7 bini geçmiş, Netanyahu ağzından köpükler saçarak ilerde kendisine karşı çıkması muhtemel bütün ülkeleri tehdit ediyor.
Fakat o da ne!
Ebu Merzuk başkanlığındaki Hamas heyeti Moskova'da...
İsrail'de siyasiler ayağa kalkıyor; ardarda "bunu affetmeyiz" açıklamaları geliyor.

6 Şubat...
İsrail'in Moskova Büyükelçisi Simona Halperin, BM tarafından ilan edilen "27 Ocak Uluslararası Holokost Günü"nün Rusya'da resmen anılmadığını açıklıyor.
Hemen ardından büyükelçi Rusya Dışişleri Bakanlığı'na çağrılıyor.
"Saçmalamayın" deniyor; "Bu tarihin niçin seçildiğini biliyor musunuz, Kızıl Ordu 27 Ocak 1945'te Auschwitz toplama kampına ulaşıp tutsakları Naziler'den kurtarmıştı."

29 Şubat-1 Mart 2024, Moskova...
Filistin örgütlerinin temsilcileri Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'la bir çalışma toplantısı yapıyorlar.
Hamas ve El Fetih'in yan yana geldiği bir zirve...
Lavrov açılış konuşmasında "Filistin halkına yapılacak en büyük iyilik bütün Filistinlilerin birliği olacaktır. Birleşmiş Filistin hedefine ulaşacaktır" diyor.
Sadece İsrail değil, Washington ve Londra da kulaklarını kabartmış toplantıyı homurdanarak izliyor.

Mart 2024'ün ilk haftası...
Kremlin bir yandan seçimlere hazırlanıyor, bir yandan Ukrayna'dan gelen "son ve şiddetli bir hamleyle savaşın gidişini değiştireceğiz" açıklamasının üzerinde çalışıyor, diğer yandan da (şimdi buraya dikkat!) "