Dalgıçlık zamanı...

İnsan tamam değildir ve bu onun tabii özelliğidir.
Dertler, acılar, kırgınlıklar insan için var; sevinçler, ferahlıklar, coşkular da...
Lakin eksiklik bakidir.
Bardağı doldurma çabamız (ki ne güzeldir!) asla boşluğu ortadan kaldırmayacak...
Ölüm tamamlayacak.

Psikoterapi bir "tamamlama" yalanı olmaktan kurtarılmalıdır.
Psikoterapi yalnızlaştırılmış modern insanın kendisiyle "tanışma" imkanlarından sadece biridir.

Küslük yüreğe yüktür, doğru!
Ama yerli yersiz "barışma" törenleri de yakışıksız hafifliklerdir.
Görüyorum halinizi...
Keyifler gıcır, kişilikler buhar olup uçmuş...

Sürekli mutlu olmaya çalışıyor ve bu çaba onu çok mutsuz kılıyor.

Korkuyoruz...
Dostlarımızın ihanetinden, övdüklerimizin şımarmasından, güvendiğimiz dağlara kar yağmasından korkuyoruz...
Öyle de oluyor çoğu zaman.
Oysa demişler ya...
Korkunun ecele faydası yok!
Ama ömre de bir faydası yok, emin olun!
Tedbirden öteye uzanan korku geçtiği her yeri çöle çeviriyor.

Hep yazdım...
Bir "iç"i olduğu fena halde şüpheli bir takım insanların "içten"liğine inanabilir miyiz Asla.

Peki "iç"ini pespaye arzular ve kör hırslarla doldurmuş olanlara ne demeli
Sakın içten olma, sakın!