Tatil bitti, tatilciler bitti, tatil yerleri bitti...
Uzun tatil bitti...
Tatili oraya buraya giderek geçirenleri de bitirdi anladığım kadarıyla...
İki gündür kart ekstresi, faturalar vesaire hesapları yapmaktan bitkin düşen tanıdıklarım var.
Gerginler...
Oysa bütün çabaları azıcık gevşemek içindi...
Tatil yöreleri de bitmiş; bitirilmiş.
Marketlerde pet su bile kalmamış; bisküviler, gofretler sanki yağmalanmış...
Sosyal medyada ormanların içindeki çöp dağlarının videoları var; dünya güzeli Fethiye sahillerinde bırakılmış pet şişe, çocuk bezi, plastik kap, poşet yığınlarına akıl erdirmek imkansız.
Bazı "okumuşlar" göçebeler gibi diyorlar bu manzaralara...
Bilmem ki...
Dört gün boyunca yiyip içtikleri karpuz, kavun, köftenin ve çocuk maması koydukları kapların bile öyle rasgele atılıp eve dönülmesinin neresi göçebelik
Bütün sosyal kesimleri etkileyen gizli bir yıkıcılık mı bu
Bir tür "geleceksizlik" hali mi
Bir daha asla oraya gelinmeyecekmiş gibi; bir daha asla böyle bir tatil imkanı kazanılmayacakmış gibi yaşayıp geçmek...
Niye böyle söylüyorum
Çünkü güneyde çok şık bir otelde çalışan tanıdığım telefon edip "odalar savaş yeri gibi bırakıldı, hiç böylesini görmemiştik, toparlayamıyoruz" dedi.
Günümüz insanı içinde istikrar yoksa geleceğe dönüp bakmaktan korkuyor.
İstikrara güven kayboluyorsa, gelecek bilinmeze devrediliyor.
O zaman çöpü kaldırmaya uğraşmak gereksiz...
Sadece "şimdi"