Söz ne zaman gerçekten bitecek
İnsan kendi sözünden yorgun düşüyor...
Gazze'ye dokunamayan...
Paramparça edilen bebeleri oradan kurtarıp çıkartamayan...
Soykırımcı zalimi durdurma gücü olmayan yazılar kaleme almaktan gün geliyor, tiksiniyor...
Anlamı kaldı mı
Eylemsiz duygular eninde sonunda nasırlaşır.
Zalim işte bunu iyi biliyor! Kolunda serumla tedavi edilmeyi beklerken İsrail'in attığı bombalarla diri diri yakılan delikanlıyı (Adı Şaban Delu Ahmed, unutur muyuz) ve onunla birlikte yanan annesini nasıl anlatacağız birbirimize
Gazze'de El Aksa Şehitleri Hastanesi'nin bahçesine kurulmuş çadırlara bombalar yağdırılan pazar akşamından beri...
İşlerimize gömülmüş, kredi kartı ekstrelerimize odaklanmış, bugün ne yiyip içeceğiz sorusuyla gündelik sarhoşluklarımıza dönmüş hâlimizle...
Maç izler gibi her akşam ekran karşısında Tel Aviv ve Beyrut bağlantılarına bakarken mesela...
Nasıl İNSAN kalabiliyoruz
Şimdi dünya medyasında Şaban'ın 20 yıllık kısa hayatından gönül çalan hikâyeler aktarılıyor...
Ne anlamı var bunları bilmemizin
Bizi üzüp kahreden bu cümleler, İsrail'i de kahrediyor mu
Katil sürüsünü geçtim...
Onlara pişkin bir zalimlikle destek çıkan Avrupalı siyasetçilere sözümüz geçiyor mu
Alman Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer daha geçen gün "İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığına dair hiçbir emare görmüyoruz"