Ne zaman bunları konuşacağız

Elinde bir çubuk anlatıyor ekrandaki uzman...
Trump öne doğru eğilmiş, "ben senin büyüğünüm" edası takınmış, barışa giden yolda isteklerini tek tek dikte ediyormuş...
Zelenski ise koltuğunda dik durmaya çalışıp beceremiyormuş, hatta gözlerinde umutsuz bir ifade varmış...
Bunlar Cumartesi gecesindeki tv "eğlencelerimiz"den not ettiklerim...
Ne oluyor peki
Apaçık olan her şey bulanıyor.
İzlerken üzülüyor insan...
Üstelik bir de olaya dair bilmekten kaçındığımız şeyler varken...

Evet, ne dedim ben
"Bilmekten kaçındığımız şeyler" dedim...
Ne o
Dümdüz yazacağım...
Trump öyle demiş de, Zelenski böyle itiraz etmiş de; bir barış anlaşması için herkesin koşulları ayrıymış da...
Geçiniz hepsini...

Ukrayna parsel parsel satıldı bile...
Kime
Rusya'ya mı Elbette hayır!
Çok uluslu bir varlık yönetim şirketi olan ve bu yıl varlık hacmi 11 trilyon dolara ulaşan Black Rock'a satıldı...
"Bu şirket basbayağı dünyanın sahibi" denilen yapıdan söz ediyorum.
2024 Temmuz'undan geçtiğimiz Mart ayına kadar Zelenski sürekli bu şirketle masaya oturup imza atmak zorunda kaldı.
Borçlarını erteletti ve karşılığında tarım arazilerini, değerli ve nadir madenlerini, hatta insan gücünü masaya koyup kaybetti.
Bunları gördünüz, duydunuz mu
Yok!
Oysa Vatikan'da birbirine yakın konulmuş koltuklara oturup barışa dair fısıldaşıp duran Trump ve Zelenski işin en tepedeki figüranları, hepsi o kadar!

Sanıyoruz ki, savaş sadece toptur, tüfektir, füzedir...
Acıdır, kayıp hayatlardır, sefalettir.