Ekranlara çıkarlar, art arda kitaplar yayınlarlar...
Elbette hedefleri kitlelerin merak duygusunu kaşımaktır ve karşılığını da alırlar.
Bu kişilerin temel özelliği, tarihi başı sonu belli bir piyese, mücadeleyi sahnedeki oyunun rollerine, ahlakı ve inancı oyuncuların kostümlerine çevirmektir.
Görünürde "sorgulayan biri" gibidirler, gerçekte ise zihinlerini zerre yormazlar; nasıl olsa her şey iyi bildiklerine inandıkları bir plana göre ilerlemektedir.
Bir "sır" vardır ve sanki kendileri dışında kimse bu sırrın farkında değildir.
Ama sır dedikleri şeye dikkatle yaklaşırsanız, görürsünüz; nasıl ucuz, nasıl korkakça ve sır olamayacak kadar uyduruktur...
Ve sonunda hep şu olur: Bu komplo teorisyenleri gerçek komploları örterler....
Yaptıklarının en FENA yanı budur...

Malum, iki gündür herkes haklı olarak bir ekonomi profesörünün Yahya Sinvar hakkındaki saçmalamalarını tartışıyor...
Bu profesöre göre...
Şehit Sinvar, Yahudi kökenliymiş...
Gazzelilerin yaşadığı zulmün ve Haniye suikastının arkasındaki isim Sinvar'mış...
Fesat teorilerinin özelliğidir;
"köken" deyince akan sular durur.
Ah, keşke bu profesörü şimdi şiddetle eleştirenler, kendilerinin de ne "köken"lerden kolayca bahsedip tezler uydurduklarını düşünebilseler...

Ama şunlar yeterince açık...
İlk kez 19 yaşındayken 1982'de