İsrail'i nasıl, neden tanıdık

Hiçbir şey 7 Ekim 2023'te başlamadı...
7 Ekim Aksa Tufanı hareketinin İsrail zulmünün tetikçisi olduğunu söylemek sahtekârlık ve alçaklıktır.
İşgal ve katliamlar 77 yıldır sürüyor.
Gençliğimde hasretini çektiğim bu şuura nihayet ulaşılmış olması beni memnun ediyor.
Şuur bir yandan acıyı keskinleştirir ama öte yandan da ağır ağır merhem olur...

İki gündür bütün medyada geçen 77 zulüm yılı konu ediliyor.
Yüzde yüz doğru bir başlangıç...
Sorunu üreten İsrail'in "üretilmesi"dir.
Dolayısıyla adı da "Filistin sorunu" değil, İsrail sorunudur.
Lakin artık şu gerçekle de hesaplaşmamız gerekmez mi
77 yıl önceki hâlimiz niceydi
Olup bitenlerde payımız nedir
Onu da bilelim artık...

Şubat 1949'da dönemin ilk Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak şöyle demişti:
"İsrail devleti bir vakıadır. Otuzdan fazla devlet tanımıştır."
Otuz devlet çok mu fazlaydı
Hayır!
Ama hangi devletler tanımıştı İsrail'i; işte orası önemliydi!
Cevap: Çok yakında müttefikimiz olacak devletler ve Anglosakson hegemonyası İsrail'i kurdurmuş ve bizim de tanımamızı istiyordu.
Asıl "vakıa" buydu!
Truman doktrininin "emri"ydi bu ve uyduk...
1948'de kurulan İsrail'i, Sadak'ın demecinden bir ay sonra, yani Mart 1949'da tanıdık.

O dönemin gelişmelerini ele alan akademik makaleleri açın; hemen hepsinde şöyle bir cümleye rastlayacaksınız:
"Türkiye, Batı'nın desteğini sağlayamadığı 1945-1947 arası dönemde İsrail devletinin kurulma çabalarına soğuk bakmıştır."