Hiç yan yana gelmediler

"Beni insan ve kaderi dışında hiçbir şey derinden ilgilendirmez. Ama onun için, insanlar, hayvanlar, bitkiler ve yeryüzünün tamamı tek bir canlı varlık sanki..."
Kıpırdaşıp duran mum ışıkları altında Dostoyevski'nin yüzü çok solgundu...
Hastaydı ama Aleksandrin'in akşam yemeği davetini memnuniyetle kabul etmişti.
İkisinden başka kimse yoktu sofrada ve sohbet dönüp dolaşıp Lev Tolstoy'a geliyordu...
Bütün hayatını "iman"ını saflaştırmak üzerine yorulmak bilmeyen bir çabaya çeviren Tolstoy'un içinde gizli bir "nihilist"in yaşadığını iddia ediyordu Dostoyevski...
Anna Karenina romanına hayrandı ama Savaş ve Barış'tan nefret ediyordu...
Tolstoy tarafından "kabul edilmemiş" olmaktan kırgındı...
Karşılaşmamış olmaktan kırgındı...
Ve şimdi en iyi bildiği şeyi yapıyordu; yakınıyordu...

Gerçekten de ilginçtir.
Bu iki büyük yazar aynı çağda yaşadılar.
Eserlerini aynı zaman diliminde yayınladılar.
Sayısız ortak dostları vardı.
Ama hiç karşılaşmadılar...
Dostoyevski, yedi yaş büyüktü.
Lakin Tolstoy hâli tavrı ve edasıyla herkesten daha büyük, daha olgun gibiydi...
Dostoyevski, yoksulluk ve çileyle dolu bir hayattan geliyordu.
Tolstoy ise soyluydu, zengindi ve bütün ömrünü "yoksullaşmak" için çabalayarak geçirmişti.
Dostoyevski, hep hastaydı.
Tolstoy, bir koca çınar gibi dirençli ve güçlü bir fiziğe sahipti.