Hiç normal değil!

İşgal ordusunun keskin nişancısı, küçük çocuğu yolun ortasında vuruyor.
Abisi onu oradan çeke çeke uzaklaştırmak istiyor.
Keskin nişancı katil onu da vuruyor.
Değil silahları, atacak taşları bile yok oysa!
Bu yürek paralayıcı görüntü, benzeri görüntülerin yanına ekleniyor; hepsi o kadar...
100 günü geçti İsrail vahşeti başlayalı...
Canlı yayında soykırım izletiyorlar hepimize...
Ve artık kimse şaşırmıyor bile...
Plazalarda bu görüntüleri ekrana getiren kanallar zaplanıveriyor; öğle yemeği molalarında Gazze diyenin yanından uzaklaşılıyor; yalan mı

Yarın, öbür gün...
Bu nasıl dünya, nasıl bir zamanda yaşıyoruz, bütün bunları neden seyrediyoruz, diye soran da kalmazsa...
Şaşıracak mısınız
Hayır!
Hiçbir şeye şaşırmıyoruz ki artık.
Bizi o hâle getirdiler...
Sevilen biri gayet karanlık bir biçimde öldürülüyor; kimse şaşırmıyor.
Garip garip olaylar, normalmiş gibi yaşanıyor.
O arada da toplum ekrana getirilen pavyon dilberiyle oyalanıyor.
Dünya da farklı değil...
Aşıları üreten dev ilaç şirketinin CEO'su, yaptıkları yanlışlar nedeniyle kitlelerden özür diliyor. Çıt yok!
Dönüp "Ne yaşadık biz" diyen kaç kişi

Rahmetli Bülent Parlak'ın dergisi İzdiham, Parlak'ın dostları tarafından yeniden yayınlanmaya başladı.
Orada Halil Ecer'in bir yazısı var; "Ne Bu Hayretsizlik" başlıklı...
Alın okuyun...
Yazar haklı olarak şöyle soruyor hepimize: "Her şeyin bize normal geliyor olması hiç normal bir durum