Hangi aile
Bütün Türkiye bir aileyi konuşuyor...
Cinayete kurban giden minik Narin'in ailesini...
Mümkünse hızla gerçeğe ulaşılsın istiyorduk.
Şimdi anlıyoruz ki, karşımıza yüksek bir duvar çıkartılıyor.
Aile dayanışmasının duvarı...
Amcanın krallığı...
Telefonlarındaki bütün kayıtları temizlemiş, dillerini kitlemiş bir aile...
Düşünün...
Bağları sıkı dokunmuş bir aile şimdi kamuoyunun gözlerine bağ oldu...
Zaman bu duvarın aşılmasına yardımcı olacak mı, göreceğiz.
Yargı titiz ve dikkatli biçimde ilerlemek istiyor ve bize medyanın sürekli tekrar ettiği gizemli cümleler kalıyor.
Hayır! Cinayet hakkında konuşmayacağım...
Narin davasının medya yoluyla kamuoyuna aktarılma biçiminin toplumsal hipnoza dönüştüğünü de başka zaman konuşuruz.
Bu kez sadece şu ibretlik noktaya dikkat çekmek istiyorum...
Artık bilelim...
Aile değerlerini en baştan bir daha tanımlamadan...
Ve "Hangi aile" sorusuna cevap vermeden aile kurumuna yağdırdığımız övgüler boşlukta salınıp kalacaklar...
Önce modernleşme ve yeni iş düzeni yoluyla aile bölündü, parçalandı, geriye ailenin kendisi değil, kala kala "çekirdeği" kaldı.
Tam buna itiraz ediyorduk ki...
Yeni dünya düzeni tasarımı artık "çekirdeği" de parçalamaya başladı.
Şimdi aile yerine tüketici bireyler toplumun temel taşı haline getiriliyor.
İşte böyle bir ortamda aile kurumunu yeniden güçlendirmek isteyenler için ilk iş "iyi ve doğru" olanı baştan tarif etmektir.
Açık sözlü olmalı ve önce şunun altını kalın biçimde çizmeliyiz...