Haftanın notları: Yatacak yerin yok Amerika!
Sezgilerinizi kendinize saklayın; aklınızdan geçenleri hemen etrafınıza açmayın, derhal paranoyak yaftasını yapıştırabilirler, diyeceğim ama...
Gel de dilini tut!
Dikkatlerimiz en etkili yollarla dağıtılıyor...
Bakın, bir anda dünyaya dair ne çok şeyi konuşmaya başladık.
Üzerine en yalın hâliyle gündelik hayat sıkıntıları da bindi.
Hedef ne Gazze'yi odak noktası olmaktan çıkarmak. (Al sana paranoya ama nasıl sağlam!)
Bir markete girdiğiniz anda son üç günde değişen etiketlere bakarsanız, Gazze'yi ve boykot ürünlerini düşünecek gücünüz kalmıyor...
Ev sahibi yeni kira için "konuşalım" mesajını atınca, site yönetiminiz aidatı hatırlatınca, çocuğunuzun okulundan "alınacak yeni kitaplar, defterler" listesi ve servis ücretine gelen zammı gecikmeden ödeme uyarısı gelince...
"Gazze'yi unutmayacağım" diye kendi kendinize verdiğiniz söz ağır ağır buğulanıyor.
O hâlde altını çizelim...
Hegemonun en büyük silahı gündelik iktisattır; bu yolla kitlelerin zihni silahsızlandırılır; öfkesi saptırılır, insanlığın tamamına dair adalet duygusu erozyona uğrar.
Ah Amerika, ah!
Yangını söndürecek su bulamıyormuşsun, meğerse yangın uçakların yokmuş, sigorta şirketleri asla bu parayı ödemezmiş, afet yönetimi için ödenek kesintileri yangının büyümesinde büyük rol oynuyormuş...
Ama küçücük çocukları bombalasın, insanları açlığa mahkûm etsin, her yeri yakıp yıksın diye