Haftanın notları: Yahu bir toparlanın!
Nihayet ülkeyi sarıp sarmalayan beyaz örtüye saygı duyma zamanı...
Neden mi
Teknoloji, gelişme, uygarlık gibi burnu büyük olgulara bu kadar sakin, bu kadar usul usul, bu kadar tatlı bir kudretle haddini bildiren başka bir tabiat olayı yok!
Çayımı koyup pencere kenarına geçiyorum.
Hemen aşağıda kardan adam yapıyor çocuklar; burun yapsınlar diye bir balkondan havuç atılıyor, gülüşüyorlar.
Onları izlerken zihnime hatıralar üşüşüveriyor.
Kar demek, hatıralar demek...
Çocukluğuma kadar uzanıyorum.
Sonra ilk aşklar, son bağlanışlar ve yalnız yolculuklar, hani camları buğulu mola yerlerinde çay, simitli çok eski zamanlar...
Nâzım'ın şu dizelerini bilir misiniz
"Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların dilsiz olduklarını anlıyorum Kar yağıyor Ve ben hatırlıyorum."
Okul kantinlerinde fahiş fiyata satılan berbat tostlar üzerine okurlarımdan çok sayıda mesaj geldi...
Yetkilileri uyarıyorum...
Aldıkları yiyeceklerden şikâyetçi olan küçücük çocukları korkutup tehdit eden kantinciler varmış. Pes diyorum. Okul yöneticileri olup bitenleri dikkatle takip etmiyorlar mı
Hâlâ ekranlarda "Trump dünyaya bir emlakçı gibi bakıyor" diyen ve sonra çok önemli bir laf ettim havasında kasılan Ankara gazetecileri var.
Yahu bir toparlanın!
Hem ABD hem de dünya çok ciddi bir değişimin eşiğinde...
Üstelik bu kez geleceğin liderliğine oynayan adamlar var Trump'ın yanı başında...