Haftanın notları: İnsan, ayağa kalk!

Siyasette yeni bir döneme giriyoruz...
Şimdi diyeceksiniz ki, kimden, neden bahsediyor bu adam
Türkiye'den mi, Filistin'den mi, ABD'den mi, neden bahsediyor
Söyleyeyim...
Bizden bahsediyorum...
Senden, benden, sıradan insandan...
Siyaseti sadece siyasetçilerin eylemlerinden ibaret gördüğümüz dönem bitiyor, yeni bir dönem başlıyor.
Nasıl yaşıyoruz Nasıl yiyor, içiyoruz
Hayatımıza dair neleri önemsiyor, neleri umursamıyoruz
Kalbimizi çarptıran şeyler ne
Neler içimizi buz gibi yapıyor
Alışkanlıklarımız neler, boykot ettiğimiz şeyler ve davranışlar neler
Bütün bunlar da siyasettir ve artık bu tür siyasetin gücünün farkına varma zamanı...
"İNSAN"ın ayağa kalkmadığı yerde insanlık ölmeye mahkûm...

Elon Musk'ın yeni bir yıldız kümesi gibi gökyüzüne dizilen uyduları, hassas bir rotayla dünyaya geri dönüp iniş yapan roketleri konuşuluyor...
Deveye kırk hendek atlatan yapay zekâ uygulamaları ve gelecekteki dijital manzara konuşuluyor.
Gençlere yönelik her söylemin içinde parıltılı ve dikkat çekici görünen tek şey teknolojik ilerleme...
Sanki 1960'ların, 1970'lerin dünyasındayız...
Bir de Mars'a gidildi mi, tamam olacak!
Peki "insan"ın hâlini tartışan var mı İnsan nereye gidiyor

Duyguların müşfik katilleri var...
İyi tanıyorsunuz ikisini de...
Mesafe tanımayan yakınlık...
Ve alışkanlık...

Ortalığa önce "negatif karakterler", "toksik insanlar" diye birtakım etiketler saldılar...
Herkes birbirini böyle yaftaladı; haksızlıklar birbirini izledi.