Haftanın notları: Giden ve gelen dünya

Biliyorum, idrakine varmak istemiyoruz...
Ağır geliyor.
Gelen, gideni aratır çünkü...
Lakin bilelim ki, dünya 2024'ün sonbaharından beri "giden dünya" artık...
Çok şey eskisi gibi olmayacak.

2025'in ikinci yarısı ise "gelen dünya"ya başlangıç olacak...
Yüzyılın yeni güç piramidinin yapılandırılmasına başlangıç dönemi...
Yarışmacılar start çizgisinde, nefeslerini tutmuş tabancanın patlamasını bekliyorlar...

Toplum olarak çalışmamız gereken dersler var...
İhmal ettiğimiz meseleler, oluruna bırakırsak, yırtarız sandığımız konular var...
Bunların en başta geleni de ergen yeni yetme suçları ve suç çeteleşmesi...
Şu "dağılan aile" gerçeğini baş neden olarak gösterme kolaycılığını terk edelim artık...
Asıl olan "dağılan" kent yaşamı çünkü...
Kalabalık içinde kıyıya itilen, yok sayılan ve çeteleşerek ayakta kalmaya çalışan ergenler ordusundan korkunç biçimde duygusuz katiller çıkar mı
Cevabı artık biliyoruz...
İstanbul, Mexico City'ye dönüşüyor ve yetkilimizle, yetkisizimizle havaya bakıp ıslık çalar gibiyiz.

Neler görüyoruz
Siyasetçi olmuş bir profesör, Beyazıt Meydanı'nın yetki ve sorumluluğunun Fatih Belediyesi'ne değil, kendi partisinin yönettiği İBB'ye ait olduğunu bilmiyor.