Haftanın notları: Cilalı yalanlar
Her haftaya bir yeni felaket tasarımı veya kehanet yetiştiren Youtube videolarını izliyor musunuz
Gelecek beklentisini "kıyametçiliğe" çevirmiş Tiktok ya da Instagram videolarına bakıyor musunuz
Başka videolar en fazla birkaç bin kişi tarafından izlenirken bunların izlenme oranları hızla yüz binleri buluyor...
Neden Ne oldu da böyle olduk
Zaman tükendi mi
Bildiğimiz hayat tarzlarının sonlarına yaklaştığımızı mı seziyoruz
Yoksa bu da bir tür "toplumsal sarhoşluk" yöntemi mi
Korkuyla uyuşturuyorlar bizi belki de...
Ya da...
Bir kapının eşiğine geldik dayandık da, şimdilik kapının ardındakinin adını koyamıyor muyuz
Geçen yüzyılın büyük sosyologlarından Karl Manheim 1920'lerde şöyle yazmıştı: "Her yerde bir mesih bekleniyor.
Hava irili ufaklı kâhinlerin vaazlarıyla dolu. İçimizde günümüz toplumunun tatmin edemeyeceği kadar büyük özlemler yeşeriyor. Hepimiz olgunlaştık. Ama ürünlerimizi hasat edecek kimse yok." Manheim bunları yazdıktan bir süre sonra Weimar Cumhuriyeti yıkıldı.
Naziler yükseldi. Dünya hızla savaş atmosferine girdi, sonrası malum...
"Bu ceket bana çok yakıştı" der gibi, "Bu bluzla çok hoş oldum" diye düşünür gibi... "Bu yalan bende şahane duruyor" tavrı!
"Hayaller gerçek oldu" diye bir deyim vardı, çok tutulurdu. Şimdi kimseden duymuyorum. Artık bütün hayaller yalan mı oluyor yoksa
Olimpiyatlara az kaldı...