Haftanın notları: Bir süre böyle gider
Bazen insan gülünmeyecek şeylere gülüyor; elimizde değil.
Kamala Harris demiş ki, "İran, Ortadoğu'da istikrarı bozuyor." Âlemi kör sanan sersemlik bu olsa gerek.
Şaka gibi ama ciddi...
Sonra içimizden boş yere mırıldanıp duralım, neye yarar
İstikrar ha!
Osmanlı gittiğinden beri istikrar mı kalmış orada
ABD, İngiltere, İsrail istikrar istiyormuş da bir tek İran mı bozuyormuş
Sahne şovları ve cahillikler...
Batı ülkelerinde yeni politikacı karakteri bunun üzerine kurulu...
Küresel oligarşi bu yolla kitlelere, "Aldırmayın, aslında onlar yönetmiyor; siz sisteme biat edin, gerisine karışmayın" diyor.
On sene, on beş sene daha...
Demokrasinin can suyunun kurutulmasına kadar böyle sürer...
Medya dünyayı anlamak ve anlatmak için bu saçma politikacılar yerine küresel kurumlara, dev şirket patronlarına, paranın sahiplerine ve militer karar merkezlerine odaklansa çok daha doğru olur.
Youtube'a Türkiye'de 50 milyon insan ulaşıyormuş...
Şu kesin...
Beğenin, beğenmeyin...
Artık ana akım medya Youtube'dur.
Tabii bundan bizim geleneksel ana akım medyamızın pek haberi yok!
Her şeyden ama her şeyden şikâyet eden tipler ne kadar çoğaldı...
Çok tatsız, çok rahatsız ediciler...
Burası tamam!
Lakin bazen klinik psikologların, psikoterapistlerin bu konuda internet ortamına aktardıkları açıklama çabaları da çok yetersiz...
Hele "Önemli olan şikâyet alanından çıkıp çözüm alanına geçmeniz" gibi tavsiyeler var ki, yazanlar yazdıklarına gerçekten inanıyorlar mı acaba