Haftanın notları: Anlayın artık!
Gün gelir; sözler sadece gürültü çıkarır, bilgiçlikler hiçbir şeyi açıklayamaz hâle gelir...
Gün gelir; iletişim sarhoşluk olup çıkar, ticaret denilen faaliyet korku ve kibir alışverişine dönüşür...
O zaman tek soru kalır geriye...
Zulmü görüyor musun; mazlumun yanında duruyor musun
Tartışacak bir şey yok! "Bu işletmede BOYKOT ürünleri kullanılmamaktadır" pankartı asan işletmelere ceza kesen siyonisttir. Nokta!
Çok malumat asla bir konuda daha çok aydınlanmak anlamına gelmez. Bakınız, medyada Tavşantepe Köyü, Narin olayı programları...
Hani bir hoşluğu yakalayan hemen kendi kendine "Aman tadımız bozulmasın, keyfimiz kaçmasın" diye söylenmeye başlıyor; medya öğütçüleri ve magazin figürleri sık sık bunun altını çiziyordu...
Bir işten memnuniyeti anlatmak için "çok keyifli" deniyordu hani...
Keyif aşağı, tat yukarı bir hâl vardı.
Son zamanlarda pek duymuyorum bu türden sözleri...
Keyifleri mi kaçtı Sanmam.
Dünyanın içine girdiği yeni ve ürkütücü aşamada böyle laflar etmekten utandıkları için mi Belki...
Hiç yoktan iyidir, anlamlıdır.
Her şeyin keyfini bilip yaşamayı amaçlayan ama "DEĞER BİLMEYİ" unutan orta sınıf için çanlar çalıyor...
Hatırlayın!
Daha düne kadar o güzelim "yaşam sevinci"ni bir tür yağma hırsı gibi lanse ettiler. Arzular ve tatminler işportasında oradan oraya koşuşturuldu. Şimdi bu dönemin sonuna geliyoruz gibi...
İçlerinden inanç, sabır ve ilahi