Dersimize hiç çalışmamışız

Aylardır yazıya oturduğumda...
"Hadi Haşmet eski günlere dön, biraz insandan bahset" diye içimden söyleniyorum; "gündelik hayattaki çözülmelerimizin üzerine git, kırılganlıklarımıza ve avuntularımıza bak..." Ama global patlamalar, güncel gelişmeler her seferinde sözümü kesiyor, elimi bağlıyor...
Korkarım kaçış yok!
Bu arada bir şey özellikle dikkatimi çekiyor...
Konu siyaset, savaş, Ortadoğu falansa...
Çok atıp tutuyoruz, tezlerimizden çok eminiz, lakin gerçek şu ki, dersimizi hiç çalışmamışız...
2000'lerin başından beri bölgeye ne yapıldığına dikkat bile etmemişiz; üstünkörü ve aşırı medya enjeksiyonlu birkaç bilgi, hepsi o kadar!

Mesela İran'a kızgınız...
Vekil güçleriyle Ortadoğu'nun Sünni halklarına çektirdiklerini affedemiyoruz.
Anlaşılır mı Elbette...
Siyonist bombalar Tahran'ı harap ederken bile yakın tarihten hafızamıza kazınmış kötü hatıraları kovamayanlar var...
Tamam da...
Arap devletleri ne yaptı o dönem; daha doğrusu o yıllar boyunca Batı hegemonyası bu devletleri nasıl hamur gibi yoğurup dönüştürdü, soruyor muyuz
Kabul edelim ki...
Madalyonun o tarafına bakışımızda fena hâlde hileli bir cehalet var!

Daha geçenlerde...
Batılı bir aktivistin Refah sınır kapısında Gazze'ye yardımı engelleyen Mısır polisi ve Mısırlı saldırganlara karşı "Kalbiniz yok mu sizin" diye haykırmasını içeren video sosyal medyada döndü durdu...
Peki soruyor musunuz Mısır