Çalışan gençler ve gerçekler

Yazılarımı dışarıda yazmayı seviyorum, belli kafelerim, çay bahçelerim var...
Son durumlar şöyle...
Bir hafta önce gördüğün servis elemanı bir hafta sonra görünmez oluyor; işe başlarken yüzünde güller açan çalışanlar bir ayı doldurunca üzerlerine bir tatsızlık geliyor...
Çünkü aylıkları dişlerinin kovuğunu doldurmuyor; yemek paraları falan bir iki ay geriden geliyor; çalışanı azıcık kandıran bahşiş deseniz, artık kimse bırakmıyor...

***

Sokağı da seviyorum, biliyorsunuz...
Evde veya kapalı işyerinde günümü geçirmektense, tek bir ürün almak için market gezmeyi; çarşıda esnafla laflamayı tercih ediyorum.
Her türden dükkanda, AVM'de dolanmaya bayılıyorum.
Oralarda da durum çok keyifsiz.
Market çalışanı gençlerin hali malum; modern kölelik diye bir tanım yapacaksak, ilk onları kapsar.
Üç kuruş maaşlarına saatlerce ayakta kalıp depodan kasaya, her işe koşturuyorlar.
Sonra ödemelerine bir bakıyorlar ki...
Sözler tutulmamış, paralar eksik yatırılmış, uyduruk hatalara "cezalar" kesilmiş...

***

Gençlere "yan gelip yatma, git çalış" demek kolay...
Ama nasıl çalışacaklar
Hangi koşullarda
Bunu cidden düşünüp konuşmaya var mıyız

***

"Yol parası" ödenecek taahhüdüyle işe giren bir gençle konuştum geçen gün...
Gidiş dönüş üç aktarma...
Yardıma ihtiyacı olan insanlara hizmet götürdüğü için işini seviyor ve şimdilik kendisine verilen sözün tutulmamış olmasını önemsemiyor.