Bu adamları izledikçe...

Tonla malumat...
Bilgin isimleri, filozof isimleri, kitap isimleri...
Latince deyimler, İngilizce aforizmalar...
Anglosakson dünyasının üniversite koridorlarından akademik anılar...
500 yıl önce yaşamış adamlardan karşı dairedeki komşu gibi söz etmenin cakası...
Dünyanın en iyi fen bilimcilerinden olduğu iddiaları, vs.
Medyatik dostları tarafından bitmez tükenmez pohpohlanmalar...
Ekranlar, Youtube videoları...
Bilim milim, sürüsüne bereket...
Lakin "ruh" psikolojik ve siyasal bir travmadan öyle bir çıkmış ki...
Kısa pantolonlu halinden hiç uzaklaşamamış...
Sömürgeci abilerin (!) yanında esas duruşunu hiç bozmuyor; onlar ne derse, o!

Geçen gün gördüm bir videoda...
Bu zat...
"İngilizler, Hindistan'ı bilgisiyle, kültürüyle ihya etmiştir" diyor...
Hiç utanıp sıkılmadan da şunu ekliyor: "Osmanlı bunu mesela Mısır'da yapamamıştır." İngiliz, kendi diline muhtaç etmiş Hindistan halkını; bizimki ise bu sömürgeciliği göklere çıkartıyor.
Hint yarımadasında yaşayanların binlerce yıl boyunca hayvanları, bitkileri, yiyecekleri tasnif etme biçimlerini bile bozdu İngilizler, bilen bilir.
Hatta Brahmanizm'den Hinduizm diye yeni bir din icat edip empoze ettiler.
Ama malumatfüruş profesörümüz için bütün bunlar medeniyetin ta kendisi...
Osmanlı niye yapmadı diye ona kızıyor...
Cahil cesareti ve pervasızlığı böyle bir şey...
Fakat bu zata "