Bir hayvanat bahçesinde kız ve oğlan çocukları
Okul tur otobüsüyle gelmiş çocuklar, hayvanat bahçesinin içine dağılıyorlar...
Oğlan çocukları bir ordu gibi her yana saldırıyorlar; haykırıyorlar, koşuyorlar, koşarken oraya buraya çarpıyorlar...
Dikkatlerini hiç sormayın; çünkü yok!
O yüzden aynı an içinde hem aslanları görmeyi hem de timsahları taşlamayı istiyorlar...
Şaşırdınız mı
Tam yanımda dokuz yaşlarında iki oğlan öyle bağırıyor. "Koş lan, timsahlar uyuyor, taş atalım." Hanım hanımcık öğretmenleri kocaman bir "Aaaaa" çekiyor, sonra "Hiç öyle şey olur mu çocuklar, şimdi bayılacağım vallahi!"
Aynı anda kız çocukları ne yapıyor derseniz...
Bütün tabelaları okuyarak ilerliyorlar...
Tek tek isimleri ve türler içindeki farkları akıllarında tutmaya çalışıyorlar.
Sinirli ve aşırı iri Afrika filleriyle uysal ve sevimli Hint filleri arasındaki fark çok önemli mesela onlar için...
Sonra yalnız bir suaygırı görüyorlar.
Sanki küsmüş, burnunu duvara dayamış yatıyor.
Şirin bir kız çocuğu ona uzaktan bağırıyor. "Seni anlıyorum, arkadaş olalım mı" İnanılmaz bir şey...
Hayvan o kocaman başını ağır ağır döndürüp kız çocuğuna çeviriyor.
Bu anlattıklarım İzmir Sasalı Hayvanat Bahçesi'nden sıcağı sıcağına birkaç manzara...
Hayvanat bahçeleri bunu hiç hak etmemiş hayvanların hapishaneleri gibi...
Artık hayvanları tanımanın bu yolu kapanıyor; yavaş yavaş tarihe gömülecekler ama çocuklar bütün canlılığıyla hayvanları görmeyi seviyorlar.