Bayram notları: Uykusuz geceler
"Vallahi ben kafayı koydum mu uyurum" diyenlere şaşırmışımdır. Her günün sonundan güzel yorgunluklarla yatağa seriliyorsan, tamam! Ama şu yaşadığımız dünya, azıcık olsun uykumuzu kaçırmıyorsa, hani... Neyse sustum!
Uykusuzluk bedene zarar, beyne zarar. Ama bazı uykusuzluklar var ki, ruha ilaç...
Tadı acıdır bu ilacın, biliyorum. Fakat yavaş yavaş zihni açar, yalanları kovalar, vicdanı onarır.
Uyku güzeldir. Lakin bakıyorum da, uykusuzluğu bilmeyenler uykunun güzelliğinden habersizler.
Polonyalı şair Stanislav Lec'in sözleri geliyor aklıma: "Bu gece rüyamda gerçekliği gördüm. Uyandığımdaki halim ne rahatlamaydı ama..."
Modern sosyal hayat "iyi insan" olmanın yollarını tıkıyor. Çünkü müthiş egosantrik bireylerin bir arada yalandan geçinip gitmelerinden ibaret....
Geriye ne kalıyor
İyi insanlar değiliz artık ama iyiliğe inanıyoruz. Bir efsaneye inanır gibi...
Bireycilik dedik...
Gelip dayandığımız yere bak! Engel tanımayan narsisizm.
Kolektif olanın sıcaklığı dedik, toplum dedik...
Gelip dayandığımız yere bak! Kafasız kalabalık...
Bazı tipler var...
Kimden, nasıl öğrendilerse artık, sıradan biri sayılacağım, bir köşede unutulacağım korkusuyla tuhaf hallere giriyorlar.
Haklarında kötü sözler söylendiğinde bile mutlu oluyorlar.
Neden
Çünkü şuna inanmışlar: "Konuşuluyorum, öyleyse varım."