Bayram Notları: Anlamak cesareti

İşin doğrusu...
En kalpten hakikati şu...
Bayram sabahı Gazzeli minnacık bebekler birkaç tonluk bombalarla yok edilmişken...
Bayramlık ayakkabılarını giymiş şehit çocuklar gerçeği orada öylece gözlerimizin içine içine bakarken... Bayram neşesi mi olurmuş
İmkansız.

Şöyle bir hal var: "Ay ben çok duyarlıyım, böyle şeyler karşısında fena oluyorum!"
E sonra
Sonrası yok! Her seferinde, herkes kendi yoluna gidiyor...
Dünyayı yönetenler bunu çok seviyor.

Anlamak...
Gündelik hayata dair şeylerin bile içyüzünü anlayabilmek için acı çekmeyi göze almak gerekir.
Fakat bu cesareti gösteremeyiz ve anlayamayız.
Anlamış gibi yapar, yola devam ederiz.

İletişim sözle mi kurulur Bazen.
İletişim sözle mi bozulur Çoğu zaman.

Bayramın ilk akşamı insan içine karıştım, dışarılarda dolaştım.
Otoparkların ağzına kadar dolu olduğu; herkesin akın akın şu kafeye, bu yiyip içme mekanına koşuşturduğu yerlerden geçtim.
Yine aynıydı...
"Görünüyorum, o halde varım" halleri sarmıştı her yanı...
"Bir şey sanılıyorum, o halde başarılıyım" tavırlarından yorulana rastlamadım...

"Ne yalan söyleyeyim, ben kendimi çok severim" diyor bir ünlü...
İlgisi yok!
Sevmiyor.
O yüzden kan ter içinde kendini sevdirmeye çalışıyor.

En tatsız duygu nedir
Kaybettiğimiz zamanı asla telafi edemeyeceğimiz bilincinin içimizi