Rüşvet, sosyal hayatımızı kemiren bir âfettir!..
Rüşvet, haksız kazanç yollarından biridir. Devletlerin ceza kanunlarında, devlet idaresine karşı işlenen bir kamusuçu kabul edilmiştir.
İslamiyet ve çalışma hayatı -12-Dinimiz her türlü haksız kazancı yasaklamıştır. Rüşvet ile kazanç temin etmek, alana da verene de ve hatta aracılık yapana da haramdır. Allahü teâlâ buyuruyor ki,(Ey müminlerler!Aranızdabirbirinizinmallarınızı bâtılhırsızlık, kumar ve gasp gibi haksız sebeplerile yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmınıharam olduğunubile bileyalan şahitliği gibigünahla yemek için, onlarıo mallarıhâkimlereveyamakam sâhiplerinerüşvet olarakaktarmayın.) Bakara, 188İslâmiyet, rüşvet almayı ve vermeyi yasak etmiştir. Rüşvet, yüz kızartıcı bir suç ve günahtır. Rüşvet, insana musallat olan en kötü bir hastalıktır. O girdiği ve yayıldığı toplumları, korkunç bir kurt gibi kemirir ve içten çürütür.Rüşvete alıştıktan sonra ondan kurtulması çok zordur. Çünkü rüşvet ile mal kazanmak, nefse hoş gelir. Hiç yorulmadan, emek sarf etmeden kazanç sağlanmaktadır. Hangi sebeplerle olursa olsun, hak edilmeyen bir çalışmanın sonucu ele geçen ve alın teri, el emeği, göz nuru olmayan kazancı yemek, kullanmak haramdır.Rüşvet, sosyal hayatımızı kemiren bir âfet ve sosyal bir hastalıktır. Toplumda rüşvetin yayılması, fertleri birbirine düşürür. Devlet otoritesini zayıflatır. Bu sebeple vatandaşların kendisine olan itimadı sarsılır. Neticede, rüşvet sebebi ile, zulüm ve haksızlıklar çoğalır. İnsanlar arasında karşılıklı itimat, sevgi ve saygı ortadan kalkar. Birlik ve beraberlik yok olur. Hatta, devlet hayatı bile tehlikeye girer.Sevgili Peygamberimiz, mahkemelerde, rüşvet verilerek haksız hükümlerin çıkarılmasına sebep olan kimseyi lânetlemiş, ona beddua etmiştir.Devlet memurlarının vazifelerini yaparken, vazife yaptığı kişilerden hediye almaları da doğru değildir.Hazret-i Ömer efendimiz,devlet başkanı iken, hanımı ile bir köye gider. Köylü kadınlar hanımına çeşitli hediye verirler. Eve geldikleri zaman,Hazret-i Ömer, hanımına, (Bunları nereden aldın) diye sorar. Hanımı da, (Köylü kadınlar hediye etti) der.Hazret-i Ömer,(Ben halife olmasaydım, sana bu hediyeler verilmezdi. Ben halife değilken sana niçin hediye vermiyorlardı) diyerek, verilen hediyeleri beyt-ül-mala verir.