Dünya ve âhiretsaadeti için...

Dünyada ve âhirette saâdete kavuşmak ve dertlerden, belâlardan kurtulmak, nîmetlere kavuşmak için, her gün tevbe etmeklâzımdır.

İnsanın, dünyada ve âhirette saâdete kavuşması için üç şey lâzımdır:

Birincisi,Müslüman olmak lâzımdır. Bir kerre(Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah)diyen Müslüman olur.

İkincisi,Müslüman olduğunu tanıdıklara ve meleklere bildirmek için,(Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlühu)denir.

Üçüncüsü,kalbi temizlemek ve dünyada ve âhirette saâdete kavuşmak ve dertlerden, belâlardan, hastalıktan, düşman şerrinden ve sihir, büyü ve cin çarpmasından kurtulmak, nîmetlere kavuşmak için, her Müslümanın, her gün kalb ile tevbe etmesi ve bu tevbeyi söylemesi lâzımdır. Bunu söylemeğe(İstiğfâr)denir. Çok istiğfâr okumalıdır. İstiğfâr,(Estağfirullah min külli mâ kerihallah)veya kısaca(Estağfirullah)demektir.

Ahkâm-ı islâmiyyeye uyanın duaları muhakkak kabûl olur. İstiğfârı ve istiğfâr duasını bütün gece okuyup, uykusuz kalmamalıdır. İstigfârı ve bütün duaları, manâsını düşünmeden, temiz kalb ile söylemezse, yalnız ağız ile söylerse, hiç faydası olmaz. İstiğfârı ağız ile üç kerre söyleyince, temiz kalb ile de söylemeye başlar. Günâh işlemekle kararmış olan kalbin söylemesi için, ağız ile çok söylemek lâzımdır. Haram lokma yiyenin ve namaz kılmayanın kalbi simsiyâh olur.

Böyle kalblerin söylemeye başlaması için, istiğfâr duasını üç kerre okumak ve sonra (67) kerre istiğfâr söylemek, yani(Estağfirullah)demek lâzımdır. Allahü teâlâ, Bakara sûresinde(Tevbe ve istiğfâr edeni severim ve günâhını affederim)buyuruyor. Tevbe, günâhı işlediğine pişmân olmak, günâh işlemekten hemen vazgeçmek ve bir daha yapmamaya karar vermek ve affetmesi için Allahü teâlâya yalvarmaktır. Bu dört şeyden biri noksan olan tevbe kabûl olmaz ve günâhı affedilmez. Tevbeden sonra günâhı tekrâr yaparsa, tevbesi bozulmaz, yeniden günâha girer. Bunun için, ayrıca tevbe etmesi lâzım olur. Hakîkî tevbesi yapılan günâh, muhakkak affolur. Tevbe yapılmayan günâh için, Allahü teâlâ, dilerse affeder, dilerse azâb eder.