Dinimizde zenginlik ve saltanatın önemi...

Dünya ve âhiret saadetine kavuşmak ve insanlara hizmet edebilmek için mal ve makam sahibi olmak çok iyidir.

İslâmiyet ve çalışma hayatı -4-

Resûlullah efendimiz mal satmış ve satın almıştır. Satın alması daha çok olmuştur. Ücret ile çalışmış ve çalıştırmıştır, ortaklık yapmıştır. Başkasına vekil olmuş ve vekil yapmıştır. Hediye vermiş ve almıştır. Ödünç ve ariyet mal almıştır. Vakıf yapmıştır...

Resûlullah efendimiz, dünya işi için kimseye kızmamış, incitecek şey kimseye söylememiştir. Yemin etmiş ve ettirmiştir. Yemin ettiği şeyleri yapmış, yapmayıp kefaret verdiği de olmuştur. Latife, şaka yapmış ve söylemiş, latifeleri hep hak üzere ve faydalı olmuştur. Bunları yapmaktan çekinmek, utanmak, kibir olur. Çok kimse burada yanılmıştır. Böyle kimseler, tevazu ile tezellülü, zilleti birbiri ile karıştırmış ve nefis, burada çok kimseyi aldatmıştır.

Mal ve makam sahibi olmak başka, mal ve makam sevgisi başkadır. Dünya ve âhiret saadetine kavuşmak ve insanlara hizmet edebilmek için mal ve makam sahibi olmak çok iyidir. Bütün dünya bir kimsenin olsa, mala mağrur olmadan dine uygun harcasa, çok büyük sevap kazanır. Süleyman aleyhisselam, büyük bir zenginlik ve saltanat içinde yüzdüğü hâlde, Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı kerimde,(O ne iyi kuldur)diye övmektedir. Sad 30

Peygamber efendimizden sonra insanların en üstünü olanHazret-i İbrahim'in ovaları dolduran davarları yanında yalnız yarım milyon sığırı vardı. Mal ve makamı kötüye kullanmak zararlıdır. İnsanı iyilik etmekten alıkoyan her şey dünyadır. Kur'ân-ı kerimde, Cennetin, makam hırsıyla büyüklük taslamayan kimselere verileceği bildirilmektedir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

("La ilahe illallah" diyen, dünyayı dinden üstün tutmadıkça, Allahü teâlânın gazabından ve azabından kurtulur. Dini bırakıp dünyaya haramlara sarılırsa, Allahü teâlâ, ona"Yalan söylüyorsun" buyurur.)