İstihkak nazara alınmazsa

İnsan, başına gelen bir musibette öncelikle kendi hâl ve vaziyetine bakmalıdır. "Acaba yaşadığım bu hadisede benim kusurum var mıdır" diyerek başta nefsini kontrol etmelidir. Yaşadıklarını hak edici ve kadere fetva verici vaziyetlerini gözden geçirmelidir.

"İstihkak nazara alınmayarak, Hakkın takdiri hakkında tefrit veya ifrat yapılır. Ve kuvvetine, kıymetine bakılmayarak küçük veya büyük bir yük altına alınır gibi gayr-ı insanî haller insanı insaniyetten düşürür, ya zulme veya kizbe sevk eder."(Mesnevi-i Nuriye) Kendisi hakkında takdir edileni ifrat veya tefritle değerlendirmeye başlayan insan, sonuç olarak insani olmayan davranışlara girerek zulmetmeye veya yalan söylemeye başlar. Kuvvet ve kıymetinden daha büyük yükleri sırtına yüklenir. Neden böyle oldu Neden benim başıma geldi Gibi hatalı sorgulamalarla kendi istihkakını nazara almaz. O da başkasına zulmetmeye veya yalanlarla kendini kurtarmaya çalışır.

Hâlbuki baştan itibaren kendi kusurlarını düşünüp kendi eliyle yaptıklarını hatırlasa bahsedilen yanlışlara düşmeyecektir. İnsanı, insanlıktan çıkartan zulüm ve yalanlara bulaşmayarak yeni mesuliyetlere girmeyecektir. Telâfi bile edemediği hata ve kusurlarının üzerine yenilerini yüklemeyecektir. Günümüz tabiri ile öncelikle faturayı kendisine kesecek ve hesabı kendisine çıkartacaktır. Uzaklarda bir suçlu arama telâşına düşmeden kendi suçunu ortaya dökecektir. Bu sayede zulüm ve yalan kapısını açılmadan kapatmış olacaktır.