Depremin bize yaşattıkları her şeyden önce bir hayat dersiydi.Bir depremzede depremden önce "Evimiz, ailemiz ve sağlığımız vardı hepsi bir günde kayboldu" diyor. Bir başkası canını kurtardığına sevinse de bir yandan kaybettiği maddi servetine ağlıyor ve kazandıklarını bir anda kaybetmenin hüznünü yaşıyor. Bir gecede tamamen değişen binlerce hayat v
Ölüm hakikati gözümüzün önünde her gün gerçekleşen bir hadisedir. Nice taştan duvarlar yıkıldığı gibi kendini kuvvetli ve yenilmez sanan insanoğlu da ölüm karşısında yıkılmaktadır.Madem ölümün hayattan ziyade bir isteği var ve madem hayat apartmanı da bir gün yıkılacak o zaman aklımızı başımıza toplayalım. Hayat apartmanının yıkılışını bir enkaza d
Bediüzzaman Said Nursi Münazarat isimli eserinde hem istibdadı hem de meşrutiyeti somut olarak gösterecek bir örnek verir.İstibdada dayanan bir büyük adamla demokrasiye dayanan bir büyük adamın kıyasını yapar. Acaba bu büyük adam istibdadın adamı mıdır Yoksa demokrasinin adamı mıdır İşte bahsettiğimiz bu somut örnek bize hangisinin ne olduğunu göst
İstibdat hakikaten her türlü olumsuzluğun ve tuhaflığın ana merkezi. Her şeyi kendine almak ve kontrolü altında tutmak hedefinde.Tenkit yok, itiraz yok, farklı bir görüş beyan etmek yok. Sizden kodlanmış bir robot gibi yaşamanızı istiyor. Böyle olursan sana dar bir alanda yaşama hakkı ihsan ediliyor. Kendisinin çizdiği sınırları aşmamak ve kurulan
İnançsızlık hastalığının yaygınlaştığı ve her birimizin evlerine kadar geldiği şu ahirzaman şartlarında iman hizmetinde bulunmak görevinde olanlar birbiri ile uğraşamaz.Manevi hastalığın tedavisinden sorumlu olanlar dâhili sorunları öne çıkartarak vazifelerini aksatamazlar. Hepimiz gözlerimizi şahsi kusurlara karşı kapatıp iman hizmetine yoğunlaşma
Demokrasiye ait olmayan fakat demokrasi libası içerisinde kendini gizleyen istibdat anlayışı gizliden gizliye kendi hakimiyetini sağlamaya çalışmaktadır.Demokrasinin verdiği her türlü imkânı yeni bir istibdat düşüncesi inşa etmek için kullanmaktadırlar. Onlar için demokrasi istibdatlarını oluşturmak için sadece bir araçtır. Güç zirveye ulaştığında
Risale-i Nur hizmet-i imaniyesinde şahıslar ve kişiler ön planda değildir. Hiçbir şahıs kendini şahs-ı manevinin önünde görmez.Şahısın değeri ve kıymeti şahs-ı manevi içerisindeki vaziyetine göre ölçülür. Tüm şahıslar şahs-ı manevi içerisinde ortak bir değere sahiptir. Yüksekte veya daha ileride olan bir şahıs yoktur. Parlak makamlar ve o makam içi
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri milletin imanın selâmeti için her zorluğa katlanmış ve her türlü eziyete tahammül etmiştir.Şahsi rahatını sağlamayı vaat eden aldatıcı tekliflere karşı en küçük bir meyil dahi göstermemiştir. Şahsına ait olan her konuda fedakârlığın en zirve noktasına ulaşmıştır. "Dokuz senedir, bir köyde inzivayı ihtiyar ettiğim;
Bir şeyin meydana gelmesi yani vaki olması vukuat olarak tarif edilir.Yine bir şeyin meydana gelmediği halde ortaya çıkabilme durumuna imkânat denir. Risale-i Nur talebeleri mahkemelerde vukuat yerinde imkânat istimal edilerek suçlanmıştır. "Muannid bir müddeiumumî mecbur olup vukuat yerinde imkânatı istimal ederek mükerreren iddianamesinde "Yapabi
İstibdat uygulamalarının yaygın olduğu dönemler insan hak ve hürriyetlerinin yok sayıldığı dönemlerdir.İnsan şeref ve onuruna yakışmayan muamele ve hareketler meydana gelir. İnsanlara insanlığını unutturacak kadar büyük hakaret ve zulümler yapılır. Kendinize yapılan hakaretlere karşı hukukunuzu koruyup hakkınızı müdafaa edebilecek bir makam da yokt
© 2016