Mesele futbol değil, sen hala anlamadın mı

Futbol müsabakası seyretmeyi severim...

Hatta bir dönem oynamışlığımız da var.

Taraftarlık psikolojisini de iyi bilirim.

Az bağırıp çağırmadık.

Hele hele Avrupa takımlarıyla yapılan mücadelelerde...

"Avrupa Avrupa duy sesimizi, işte bu Türklerin ayak sesleri" diye bağırmışlığımız da çok.

Avrupa bizi duymadı.

Hatta futbol üzerinden ciddiye bile almadı.

Çünkü, nihayetinde futbol da finansal oligarşinin yönlendirdiği bir aparat.

Bu konuda da ilerdeydiler.

Futbolun tarihinde kapitalizmin son yüz elli yıllık dönüşümünün de izini sürebiliriz.

Son kırk yılı ise finansallaşma kavramıyla açıklanabilir.

Yani neoliberalizmle birlikte her şey gibi futbolda finansallaştı.

Körfez ülkelerinden iş adamlarının(!) İngiltere'de başta olmak üzere birçok köklü batı Avrupa kulübünün sahibi olmasının arkasında da bu gerçek var.

Yine Suudi Arabistan'ın, bugün dünyanın en önemli futbolcularının top koşturduğu bir lige sahip olmasının arkasındaki sebeplerden biri de bu.

Suudiler son yıllarda ciddi yatırımlar yaptılar.

Özellikle kalburüstü futbolcuları transfer ettiler.

Bu, Prens Selman'ın 2021 Nisan'ında açıkladığı 2030 Vizyonu çerçevesinde değerlendirilebilir mi bilmiyorum ama...

Malum... futbol, iyi bir reklam aracı.

Selman, "madencilik, turizm, lojistik ve yatırım dahil olmak üzere petrol sektörü dışındaki çeşitli sektörlerde" bir atılım yapacaklarını söylüyordu.

Suudlar, uluslararası medyaya yatırım yapıyorlar, gazeteciler devşiriyorlar, meşhur sanatçıları reklam yüzü olarak kullanıyorlar ve bununla birlikte, futbol başta olmak üzere gösteri aygıtlarını kullanıyorlar.

Suudilerin değişimini yazma niyetinde değilim...

Eğer yazacak olsaydım, Selman'ın vehhabilik konusundaki söyledikleriyle başlardım...

Cadılar bayramı kutlamalarını hepiniz hatırlarsınız.

Bu konuyu uzun uzadıya yazardım.

ABD hegemonyasının şifrelerine de girerdim.

Ama meselemiz o değil.

Şu futbol üzerinden koparılan fırtınada...

Özellikle sözde ideolojik saiklerle Türk milletinin inancına yapılan saldırıları görünce bu kısa ayrıntıyı vereyim dedim.

Öyle bir güruh var ki...

Çıkardıkları gürültü arasında her şey kayboluyor.

Acıyor içim.

Türk milletinin tarihi yolculuğunun sürmesini engellemek için her türlü şey silaha dönüşebiliyor, maalesef.

Oysa biz burada bu boş, köksüz şeylerle uğraşırken...

Dünya başka bir hesaplaşma peşinde.

"Yeni bir düzen nasıl oluşturulabilir" sorusu ana gündem maddesi.