Türk dünyası ve Kıbrıs

Türk Devletleri Teşkilatı çok umutlandırmıştı...

Jeopolitik bir fırtına ortasında savrulan dünyada, "küresizleşme devrinde yeni bir blok oluşuyor" demiştik.

Avrasya perspektifinde yeni güç dengelerinin merkezinde Türk kuşağı, tarihi yeniden şekillendirecek diye yazmıştık.

Hatta bendeniz "tarihin kalbi ata topraklarında atıyor" diye çok ileri cümleler kurmuştum.

Bir yazımda "hayalperestlikle suçlanıyorduk, şimdi devletimiz Türk birliğini politikaya dönüştürdü" diyerek deyim yerindeyse kendimizden geçmiştik.

Ömrünü Türk dünyasına adamış hocalar da umudumuzu sefere çıkarmışlardı bu süreçte.

Onlardan biri Mehmet Akif Okur hocaydı...

Çöken bir dünyaya karşı yükselen bir dünyanın resmini çizerken, Türk dünyasının entegrasyon sürecini, yeni bir hukuk oluşturma perspektifinden ürettiği "Dünyacı Milliyetçilik" umudumuzu bir adım öteye taşımıştı.

Ya rical-i devlet... verdikleri aile fotoğrafları emperyalizme karşı bir duruşun ifadesiydi.

Hasılı asırlara sari yenilgilerden sonra koca bir dünya uyanıyordu.

Öyle ki, Batı ile çatışma alanlarında biri olan ve aynı zamanda Akdeniz'deki boğuşmanın merkezi Kıbrıs meselesi Türklük muhayyilemizin en hassas yerinde duran Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin lehine çözülüyordu.

Meseleyi biliyorsunuz...

Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanıdılar ve büyükelçi atadılar.

AB'den alınacak 12 milyarlık yatırım için bu dört Türk Devletleri Teşkilatı üyesi, Türkiye'yi "Kıbrıs'ta işgalci güç" olarak tanımlayan BM'nin kararlarını da kabul etmiş oldular.

Çok acı değil mi

Ama...

Evet bu işin aması var.

Hep söylüyorum, son olayı mutlak karine belleyip bol keseden eleştiri yapan stratejisti, analisti, emekli askeri her şeyde olduğu gibi bu konuda da kör noktalar oluşturuyorlar.

Aman Allah'ım; kimileri televizyon ekranlarından Türk devletlerine haddini bildirdi, "olmaz olsun böyle kardeşlik" diye feveran etti, kimileri de eski dar kalıp ideolojik perspektiflerine sığınarak "Türk birliğinin gerçekçi olmadığını biz size söylemedik mi" diye üst perdeden konuştular.

Yahu arada tam iki yüzyıllık bir tarih var.

Kimimiz Rus jeopolitiği içinde sömürüye maruz kalmışız, kimimiz İngiliz dünya sisteminin parçası.

Gelinen mesafeyi küçümsemek en hafif tabiriyle tarihsizliktir.