Türk dünyası tarihi bir gerçekliktir.
Siz bakmayın, en ufak olayda fırtına koparanlara, ortalığı velveleye verenlere.
Geçici gelişmelerin, dış baskıların ve jeopolitik oyunların üstündedir Türk dünyasının bütünleşmesi.
Bu idealin temelinde ortak bir tarih, dil, kültür ve kardeşlik var çünkü...
Türkiye'nin bu vizyona katkısı geçmişle kıyaslanmayacak kadar derinleşmiş durumda. Cumhurbaşkanlığı düzeyinde yürütülen diplomasi, artık sadece temenniler değil; somut kurumsal adımlarla destekleniyor.
Türk Devletleri Teşkilatı bunun açık örneği.
Ama çok uzun yolumuz var.
Türkistan'da ülkeler kabuklarını kırarken, dünyanın ilgi odaklarından biri haline geldi bölge.
Bu ilginin bazı alanlarda istismar çabalarına dönüştüğü gerçeği de ortada.
Bu gerçeği göz ardı edebilir miyiz
ABD Türk birliğini istemez.
Avrupa Birliği de istemez elbette.
Ya Çin, hemen yanı başında güçlü bir yapı oluşmasını ister mi
Rusya da dün hükmettiği coğrafyanın bir aktör olarak ortaya çıkmasını istemez.
Yani dediğim gibi süreç kolay değil.
Bu dönemde en tehlikeli konu ise, manipülasyona açık alanlar oluşturmak.
Onun için biz, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın dediği gibi sorunlarımızı dışarıda değil, kendi aile meclisimizde konuşmayı tercih etmeliyiz.
KIBRIS TÜRKLERİ TÜRK DÜNYASININ AYRILMAZ PARÇASI
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan önceki gün, Kıbrıs üzerinden Türk Dünyası tartışmaları hakkında net konuştu...
Dedi ki...
"Kıbrıs Türkleri Türk dünyasının ayrılmaz parçasıdır. -Onun için- Türk dünyası Kıbrıs Türk'ünün yanında olmaya devam edecek."
Bu sözler öylesine söylenmiş değil elbette.
Bir kere şunun altını çizelim... Türkiye, Kıbrıs davasını en zor şartlarda dahi sürdürdü. Savaş verdi, diplomatik sıkıştırmalara karşı hiçbir zaman geri adım atmadı.
Bu gerçek ortadayken karamsar hava pompalayanlara şaşıyorum.
Kıbrıs ve Türk dünyası bağlantısının Türk dışişleri bakanı tarafından güçlü şekilde vurgulanması da sürecin yönetilebilir olduğunu gösteriyor.
Dolayısıyla meseleye nereden baktığınız önemli.
Bir önceki yazımda, Türk devletlerini eleştirenlere karşı kullandığım "kolonyal tedrisattan geçenler" ifadesinden alınanlar işte bu çerçeveyi anlamak istemiyorlar.