Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin 954. yıldönümü konuşmasında deyim yerindeyse son uyarısını yaptı...
Kılıç kınından çıkarsa kelama, kaleme yer kalmaz!
Hemen belirteyim, Cumhurbaşkanı'nın bu sözü, gaza geleneğimizden tevarüs eden ve millî muhayyilemizi şekillendiren, dahası coğrafyayı vatana çeviren hukukumuzun ve dolayısıyla Türk devlet aklının dirayetli bir ifadesi.
PKK/PYD yani SDG terör örgütü değil bu sözün tek muhatabı. Çünkü kurulduğu günden beri kucaktan kucağa taşeronluk yapan bir terör örgütü asıl muhatap olamaz.
Ne diyordu Cumhurbaşkanı...
"Yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacak. Kıblesini şaşırıp kendilerine yeni yabancı patronlar arayanlar ise eninde sonunda kaybedecektir."
Onun için "kılıç kınından çıkarsa" sözünün asıl muhataplarının yabancı patronlar olduğu net bir şekilde anlaşılıyor.
Hep unutuluyor... Türkiye 2016'dan bu yana bölgede Amerika'ya rağmen operasyonlarını gerçekleştirdi. Bugün, Siyonist kapana sıkışmış ABD'nin Suriye'de bir kafa karışıklığı yaşadığı da kesin. Kimileri "Amerika ağzındaki baklayı çıkardı" yorumu yapsa da Tom Barrack'ın o saçma sapan açıklaması da bu kafa karışıklığının yansımasıdır. Net söyleyeyim: Amerika, Türkiye'ye rağmen bölgede bir düzen tesis edemeyeceğini çok iyi biliyor.
Tom Barrack'ın "Bir federasyon değil ama onun biraz altında, herkesin kendi bütünlüğünü, kendi dilini korumasına izin veren ve İslamcılık tehdidi olmayan bir yapı düşünülmeli" sözlerinin de bir hükmü olmayacağı aşikâr.
ABD'nin asıl sorunu, bölgede iki denklem arasında sıkışmış olmasıdır. Bir yanda sözde İsrail'in güvenliği ve Siyonist stratejilerin bekası, öte yanda Türkiye'nin sahada kurduğu denge ve kararlılıkla ortaya koyduğu irade.
Bir de şu var...
Amerika'nın kafa karışıklığı, aynı zamanda kendi iç krizlerinin de dışarıya yansıması. Kongre'de alınan kararlar, Pentagon'un hesapları, Beyaz Saray'ın açıklamaları birbirini tutmuyor. Bir gün federasyon altı çözümlerden bahsediliyor, ertesi gün "Kürtleri koruyacağız" gibi saçma bir söz sarf ediliyor. Mayına sürme alışkanlığı bu. Oysa Erdoğan'ın çizdiği çerçeve çok net: Komşuluk hukuku ve devlet aklı...
Şunu net görmek gerekiyor... Türkiye'nin iradesi, sahada fiilen sınanmış ve başarıyla tesis edilmiş bir iradedir. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe serisi... Bunların her biri, Amerika'nın masa başında çizdiği haritaları çöpe atan gerçekliklerdir.