PKK/PYD elebaşı Mazlum Abdi, "tek ordu, tek hükümet, tek devlet." dedi ...
Ama "adem-i merkeziyetçilik" vurgusu yapmayı da ihmal etmedi.
Abdi'nin Arap gazetelerine yaptığı açıklamadan bir gün önce de terör örgütünün elebaşlarından İlhan Ahmed de "adem-i merkeziyetçilik" vurgusu yaparken, "biz kesinlikle silah bırakmayacağız" dedi.
Şaşırdık mı Hayır! Çünkü klasik terör örgütü stratejisi böyle bir şey.
Zaman kazanmak, mevziyi genişletmek için her fırsatı değerlendiriyorlar.
Açık söyleyeyim, bütüncül bir perspektifle güçlü bir strateji ve kararlılık gerekiyor. Hele hele yol bağımlısı ABD siyasetine karşı teyakkuzu hiç elden bırakmamak gerekiyor.
Kırk beş yıllık bir bela PKK terör örgütü. Ama, Suriye kolu PYD'nin özellikle Amerika tarafından sözde IŞİD'le mücadele için vekalet verdiği günden itibaren güçlü bir koruma altındaydı.
Bilinenleri tekrarlamayayım diyorum ama, özellikle ABD'nin ikircikli tutumunu anlamak için "et-tekraru ahsen velev kane yüz seksen" öğüdüne kulak vermekte fayda var.
ABD, YPG'yi çeşitli ve gelişmiş silah, mühimmat ve araçlarla donattı.
YPG'li teröristler Amerikan özel kuvvetleri tarafından eğitildiler.
ABD, teröristleri korumak için uçuşa kapalı bölgeler oluşturdu.
Sınırlı sayıda Amerikan birliklerini Suriye'nin kuzey doğusuna yerleştirdi ki böylece terör örgütü PKK/YPG'nin varlığına askeri güvence sağladı.
Bu süreçte terör örgütüne verilen siyasi ve askeri destekler, bizzat batı basını tarafından üretilen "özgürlük savaşçıları, ilerici güçler" gibi safsatalarla meşrulaştırılmaya çalışıldı.
Yine bu süreçte, Türkiye'nin duyduğu rahatsızlıklar üzerine ABD, PKK/YPG'li teröristlere verdiği desteği perdelemek için çeşitli etnik ve mezhebi yapıları bir araya getirerek Suriye Demokratik Güçleri yani SDG adını verdiği yapıyı oluşturdu.
Buraya gelmişken ABD Özel Kuvvetler Komutanı Raymond Thomas'ın, "PKK'nın Suriye uzantısı YPG'nin adının SDG olmasını biz istedik, demokrasi vurgusu muhteşem bir buluş değil mi" itirafını hatırlatmazsak olmaz.