Egemenliğin çöküşü

"ABD Irak'ı işgal ettiğinde, Irak egemen bir ülkeydi. Afganistan da öyleydi. Vietnam da. Ama egemenliklerine bir saniye bile saygı gösterilmedi."

Bugün aynı tablo Katar için geçerli. Çünkü asıl mesele hep aynı:

"ABD'nin ve onun desteklediği İsrail'in yürüttüğü savaş, aslında egemenliğe ve varlığa karşı bir savaştır."

Doha'ya atılan füze, yalnızca Hamas'ı değil, Katar'ın egemenliğini de hedef aldı. Oysa Katar'da Amerikan üsleri var. Al Udeid, Orta Doğu'daki en büyük Amerikan üssü. Kâğıt üzerinde güvenlik sembolü gibi görünse de gerçekte egemenliği gölgeleyen bir zincir. Irak operasyonu da oradan yönetildi, Afganistan'daki son sahneler de. Yani üsler Katar'ın iradesini değil, Washington'un ajandasını güçlendirdi.

Şimdi aynı topraklarda İsrail füzesi patladı. Katar Başbakanı Al Sani açıkça söyledi: "Saldırıdan 10 dakika sonra Amerika'dan haber aldık." Yani bunun anlamı zaten gölgenin altında kalan egemenlik, doğrudan hiçe sayıldı.

Yani... Müttefike güvenlik sözü veren Washington "gördü ama sessiz kaldı". Bu sessizlik bile güvenlik ittifakını hükümsüz kılmaya yeter.

Üstelik bu manzaranın öncesinde milyarlarca dolarlık silah anlaşmaları yapılmıştı. Daha Mayıs ayında 45 milyar dolarlık bir silah ve mühimmat paketi Katar'a satıldı. Katar ödedi, Amerika kazandı. Silahlar geldi, üsler büyüdü, sözleşmeler imzalandı. Ama saldırı geldiğinde Katar'ın elinde kalan tek şey, on dakika gecikmeli bir haber oldu.

Siyonist terörü cesaretlendiren güç Amerika değil mi zaten İşte bu yüzden İsrail azdıkça azıyor. Son saldırısıyla "hiçbir yerde sığınak yok" mesajı vermek istedi. Fakat bu sadece bir tehdit değil, dediğim gibi egemenliğe doğrudan saldırıydı. Diğer taraftan Katar'ın arabuluculuk rolüne de bir mesajdı bu saldırı!

"Kimseyi koruyamazsınız." dedi katil sürüsü.

Katar'a yapılan saldırı, bölgedeki bütün arabuluculara bir tehdit aynı zamanda! Amerika ise yine tiyatro sahnesindeydi: biri vurdu, diğeri "üzgünüz" dedi. Kimsenin inanmadığı bir oyun bu. Çünkü tiyatronun perdesi, Amerika'nın kendi iç krizini örtmek için oynanıyor.

Hikâyenin başka bir yüzü de şu... Amerika'nın krizi ekonomiyi ve siyaseti içine alan tam bir çöküş. Bugüne kadar finansal emperyalizm borç ve kaosla ayakta kaldı. Artık bu modelin sonuna gelindi. Amerika'nın dostu olmadı; çıkarı biten her ilişki hızla tüketildi. Şimdi düşmanını tanımlayacak gücü de yok. Siyonist kapana yakalanmış Washington'un tek sığınağı kaos. Ama kaos artık onu da tüketiyor.