Amerika'nın İsrail'e 1973 Arap-İsrail namıdiğer Yom Kippur savaşından bu yana her sene 3 milyar dolardan fazla, hatta zaman zaman dört milyar doları bulan askeri yardımlar yaptığını bilenler bilir.
Bu Amerikan dış yardım bütçesinin neredeyse beşte birine tekabül etmektedir.
2023 yılına kadar 200 milyar doları aşkın bir yardım söz konusu.
7 Ekim'den bu yana ABD, İsrail'e yaklaşık olarak çoğunluğu askeri yardım olmak üzere 23 milyar dolara yakın yardım yaptı.
Söz konusu yardımların 17.9 Milyar doları bu yıla ait.
Siz bakmayın başkanından dışişleri bakanına; barış, ateşkes söylemlerine.
Rakamlara bakınca, onların hümanizmi daha önce dediğim gibi "bombaları nazikçe atın" demekten öteye anlam taşımıyor.
Tam bir iki yüzlülük!
Amerikalı bazı muhalif entelektüeller, böylesine devasa yardımların maliyetinin Amerika dış politikası açısından çok büyük olduğunu söylüyorlar ve yönetimlerini eleştiriyorlar.
Hatta Amerikan dış politikasının tek tipleştiği yorumları da yapılıyor.
Ne var ki, egemen medya ideolojisi bu sesleri duymamızı engelliyor.
Geçen imparatorluğun çöküşüne, hadi biraz yumuşatayım geri çekilişine ilişkin kurduğum cümleleri abartılı bulanlar olmuştur mutlaka.
Ben, çoklu araştırmayı, nesnel verileri merkeze alarak yorum yapmaya çalışıyorum.
Teopolitik retoriğin ötesinde kapitalizmin doğasını ve "ürettiği araçsal aklı" dikkate alarak, konuyu duygusallıktan öteye taşıma derdindeyim.
Onun için finansal kapitalizminsiyonizmin propaganda aracına dönüşmüş, iliştirilmiş medyanın dışındaki seslere kulak vermeye çalışıyorum.
Olayları propaganda nesnesinden kurtarıp, gerçekle temasını ancak bu şekilde sağlayabilirsiniz.
ABD'nin İsrail'e yaptığı 23 milyar dolarlık yardımı ve oluşturduğu gerekçeleri de böyle yerli yerine oturtabilirsiniz.
İsrail güya egemen bir devlet, değil mi!
Ama sürdürdüğü savaşın maliyetini başka bir güç üsleniyor.
Vekil terör örgütlerinden ne farkı var bunun.
Evet...