Trump ve Xi Jinping'in zirvesi, açık söyleyeyim yeni bir soğuk savaşın zeminini daha açık hale getirdi. Ama bu, yükselen bir gücün yayılmacı stratejisinden çok, düşüşteki bir merkezin kendini koruma refleksi gibi okunmalı. ABD, uluslararası düzeni kontrol altında tutmak için bastırıyor; Çin ise bu düzenin dışında bir gelecek tasarlamaya çalışıyor. Taraflar masaya oturmuş olabilir, ama hep söylediğim gibi her geçen gün borç balonu yüzünden küresel ekonomi artık çok daha derin fay hatları üzerinde duruyor.
Bu kırılmanın merkezinde altın var. Merkez bankaları rekor seviyede altın alıyor. Bu bir yatırım stratejisi değil; sistemik güvensizliğin ifadesi. Rusya'nın rezervlerine el konulması, Venezuela'nın altınlarına erişememesi, Almanya'nın kendi altınını talep etmesine rağmen net bir yanıt alamaması... Hepsi, doların ve Batı merkezli rezerv sisteminin artık "güvenli liman" statüsünü kaybettiğini gösteriyor. Ama şunu da söyleyeyim, insanlar ezberlerinden vazgeçmediği için kimi ekonomistler bunu görmezden geliyorlar.
Altının yükselmesinin ardında temel bir sebep var...
Uluslararası rezervlerin nerede, nasıl saklanacağına dair eski normlar çöktü. Para takasları ve BRICS içi rezerv sistemleri konuşuluyor ama bunlar kısa vadede işlevsel değil. Bu yüzden ülkeler, merkez bankalarının denetiminde fiziksel güvenceye yöneliyor.
Öte yandan ABD dolarının hâlâ değer kazanması, özel sektör sermayesinin ABD'ye yönelmesiyle ilgili. Bu yönelimin nedeni ise ekonomik üretim değil, varlık balonları. Düşük faizli kredilerle şişirilen emlak ve borsa piyasası, ekonomiyi dışarıdan güçlü gösteriyor. Ama içeride "sistem çöküyor" çığlıkları o kadar yüksek ki.
Borçla varlık fiyatlarının şişirildiği bu düzen, artık bir Ponzi yapısına yani dolandırıcılığa dönmüş durumda. Yeni borç, eski borcu çevirmek için kullanılıyor. Bu sürdürülemez. Kimi ezberci tayfanın hoşuna gitmeyecek ama yüksek teknoloji vaatleri ve nadir toprak elementi avantajları ise, bu borç şişkinliği içinde henüz gerçeğe dönüşemeyen birer hayal olarak kalıyor.
Bu ortamda ister istemez güven kavramı daha da aşınıyor. Finansal sistemin kurallarını koyanların kendileri, artık bu kurallara bağlı kalmıyor. Söz gelimi

3