Gazze'de 22 aydır süren katliam, yalnızca Filistin halkının değil, tüm insanlığın vicdanını kanatmaya devam ediyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinden ve farklı organizasyonlarından gelen tepkiler kartopu gibi büyüyor. Peş peşe görülen uluslararası çıkışlar, işgalci israil'in işlediği suçların örtülmesine fırsat vermeyecek netlikte…
Avrupa'dan yükselen güçlü bir çağrı ve Latin Amerika'nın kalbinde toplanan bir zirve, İsrail'in dokunulmazlık kalkanının çatladığının en somut göstergesi oldu. Gazze'nin harabeye dönmüş sokaklarından yükselen yardım çığlıkları, Bogota ve Brüksel'de karşılık buldu.
Geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği'nin 58 eski büyükelçisi, yayınladıkları ortak mektupla İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'da işlediği vahşet suçlarına karşı AB'yi harekete geçmeye çağırdı. AB kurumlarına hem de üye devletlerin hükümetlerine hitaben kaleme alınan mektup, Brüksel'in aylarca sürdürdüğü kayıtsızlığı sert biçimde eleştiriyor ve Avrupa'nın ahlaki otoritesini yitirme riskiyle karşı karşıya olduğunu vurguluyor.
Mektupta, Gazze'de süren ağır yıkıma ve Batı Şeria'daki sistematik şiddete işaret ediliyor. Eski diplomatlar, "Bugün tanık olduğumuz şey, İsrail'in Filistin halkına karşı yürüttüğü günlük vahşet suçlarıdır; Gazze'de ve işgal altındaki Batı Şeria'da yaşanan bu tablo, sistematik bir vahşileştirme, insanlıktan çıkarma ve zorla yerinden etme kampanyasına dönüşmüştür" diyerek tabloyu özetliyor. Büyükelçiler, "Sessizlik ve tarafsızlık, soykırım karşısında suç ortaklığıdır" diyerek Brüksel'in kayıtsızlığını da tarihe not düşmekteler.
Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 10'unun, çoğu çocuk olmak üzere, işgalci israil'in bombardımanlarında öldürüldüğüne ya da ağır yaralandığına işaret edilen mektupta, sağ kalanların açlık, susuzluk ve çökmüş sağlık sistemiyle baş başa kaldığı belirtiliyor. Uluslararası Adalet Divanı'nın "soykırım riski" tespiti, bu vahşetin yalnızca bir insanlık dramı değil, uluslararası hukuk açısından da ağır bir suç olduğunu gözler önüne seriyor.
Eski büyükelçiler AB'ye acil bir eylem planı sunarak, Gazze'ye insani yardımların önkoşulsuz ulaştırılmasından, işgalci İsrail'e silah ihracatının durdurulmasına; yasa dışı yerleşimlerle ticaretin yasaklanmasından israil'in AB araştırma programlarından çıkarılmasına kadar dokuz maddelik bir yol haritası çizdiler.
Aynı günlerde, Latin Amerika'dan da önemli bir çağrı yapıldı. Kolombiya'nın başkenti Bogota'da, Kolombiya ve Güney Afrika'nın öncülüğünde düzenlenen ve 30 ülkenin katıldığı uluslararası konferansta israil'e karşı hazırlanan altı maddelik bir eylem planı kabul edildi.
Bogota'da alınan kararlar son derece netti:
* İsrail'e silah, mühimmat ve çift kullanımlı ürün gönderimi tamamen engellenecek.
* İsrail'e silah taşıyan gemiler hiçbir limana kabul edilmeyecek, yakıt ve hizmet sağlanmayacak.
* İmzacı ülkelerin bandırasındaki gemilerin İsrail'e askeri malzeme taşıması yasaklanacak.
* İsrail'le yürürlükte olan tüm kamu anlaşmaları gözden geçirilecek, gerekirse iptal edilecek.