Sûltân 1. Ahmed'in tahta çıkması ve kardeş katlinin kaldırılması (22 Aralık 1603)
HALİT KANAK
Kurban Bayramı geçeli 17 gün olmuştu. Bayramı ailesinin yanında geçiren Sûltân III. Mehmed'in 1587 yılında Manisa'da dünyaya gelen en büyük oğlu Şehzâde Mahmud, görevlendirildiği veliahtlara mahsûs sancak merkezi Manisa'ya gitmek için bütün hazırlıklarını yapmış, Topkapı Sarayında Şehzâdeler dairesinde huzur içerisinde son gecesini geçirmek üzere yatağında derin bir uykuya dalmıştı.
İstanbul'a yaz yeni gelmişti ve takvimler 7 Haziran 1603 tarihini gösteriyordu. O gece imsaktan hemen önce odasının kapısı hızla açıldı ve içeriye pehlivan yapılı 3 dilsiz cellat süratle dalarak uykuda olan 16 yaşındaki şehzâdenin üzerine çullandılar. Boğuşma kısa sürdü. Birkaç dakika içerisinde Veliaht Şehzâde Mahmud boğularak öldürülmüştü bile.
Sabah namazı sonrası büyük bir şala sarılı cesedi saraydan çıkarıldı. Sessiz sedâsız kılınan cenâze namazından sonra Kânûni'nin, oğlu Şehzâde Mehmet adına yaptırdığı Şehzâdebaşı Camii'ne orada yatan şehzâdelerin yanına aynı bahçeye defnedildi Kardeşi Şehzâde Ahmed Veliaht olmuştu.
Buram buram entrika kokan bu operasyonun arkasında, ismi Kadın Padişah'a çıkan Safiye Sûltân ve sipahi zorbaları vardı. Safiye Sûltân III. Murad'ın eşi ve III. Mehmed'in annesiydi. Saray'da "Vâlide Sûltân" olarak haremi yönetiyordu. III. Mehmed'in eşleri Handan ve Halime Sûltân'larla da gelin-kaynana çekişmelerinde başı çekiyordu. Bu çekişme çok ileri gitmiş ve hât safhaya çıkmıştı. Vâlide Sûltân'lara mahsûs saray hâkimiyetini bırakmak istemeyen Safiye Sûltân oğlu üzerine çok titriyordu. Çünkü oğlu var olduğu sürece Vâlide Sûltân'lığı devam edecek, kendi hükmü geçerli olacaktı.
Elçilerden gelen hediyeler ve başta vezirler olmak üzere devlet erkânı üzerinde kendisini yetkili görmesi, verdiği emirlerin harfiyen yetine getirilmesi başını döndürüyordu. Hatta elçilerin kendisine getirecekleri hediyeleri dâhi belirler olmuştu. Bu durum çok dedikoduya sebep oluyor, Safiye Sûltân'da aleyhindeki bu dedikoduların kaynağı olarak gelinlerini suçluyordu.
Bu arada veliaht şehzâde Mahmud gelişmiş, serpilmeye başlamıştı. Manisa'ya sancağa çıkacaktı. Ancak savaşçı bir rûha sahipti. Bu da yetişme tarzına yansımıştı. Yeniçeri Ocaklarını ziyaret ediyor, fırsat buldukça ordu komutanlarıyla sohbet ediyordu. Anadolu'da cereyan eden ve bir türlü söndürülemeyen celâli isyanlarına üzülüyordu.
Bir gün babasının huzuruna çıktı, babasından asker istedi. Eğer kendisine asker verirse bu isyanları bastırabileceğini, devleti bu sıkıntıdan kurtarabileceğini söyledi. Bu sözler sarayda bomba etkisi yaptı. Herkes bu genç şehzâdenin cesaretine ve kararlılığına hayran kalmış, bunu konuşuyordu.
Ancak bundan rahatsız olanlar da vardı. Safiye Sûltân bunların başında geliyordu. Ya şehzâde gerçekten bunu yaparsa, o zaman halkın ve askerin gözüne girecek, halk ayaklanarak III. Mehmed'i tahttan indirecek böylece kendisinin saltanatı da bitecekti. Yalnızca saltanat bitmeyecek, üstelik gelini Halime Sûltân Vâlide Sûltân olacaktı.
Bunu düşünmek bile istemiyordu. Hemen soluğu oğlu III. Mehmed'in yanında aldı. Oğluna; "Bak Hünkârım, sakın Mahmud'a görev verme sonra askerlerin başında gelip seni tahttan indirecek, ne isyanı bastırmak üzere Anadolu'ya gönder, ne de sancağa Manisa'ya" telkininde bulundu.
Bunu o kadar sık söylemeye başladı ki, III. Mehmed'in kafası karıştı. Tamam, Anadolu'ya isyancılara karşı göndermeyecekti. Ancak sancağa çıkarmalıydı. Sûltân III. Mehmed oğluna hazırlanmasını söyledi. Kurban Bayramı da yaklaşıyordu. Bir an kendi şehzâdeliğini düşündü. Yine böyle bir kurban bayramı arefesiydi. 19 Aralık 1583 tarihinde Üsküdar'dan görev yeri Manisa'ya hareket ettiğinde bayrama 6 gün vardı. Babası Sûltân III. Murad'ın söylediği "Devlet işi beklemez" sözü üzerine yola koyulmuş, bayramı da yolda geçirmişti. Şehzâdesi Mahmud hiç değilse bayramı burada geçirsin istedi.
Fakat Safiye Sûltân'ın komplo teorisi her gün kendisine bizzat anlatılıyor, bu da Sûltân III. Mehmed'in şüphelerini artırıyordu. Bu arada Şehzâde Mahmud kurban bayramını ailesiyle birlikte geçirmiş, hazırlıklarını tamamlamış yola çıkmak üzereydi. Öğretmeni, lala'sı, rûznâmçecisi (Rûznâmçe; gelir ve giderlerinde günlük olarak yazıldığı defter), eşyaları, 1500'e yakın hizmetlisi ve ayrıca iç oğlanları hazırdı. Hatta divânında alınacak kararların yazılacağı "Ahkâm Dedteri" dâhi teslim edilmişti.
İşte ne olduysa o süre içerisinde oldu. Safiye Sûltân, oğlu III. Mehmed'i ikna etti üstelik sipahi zorbalarının ayak divânında "Seni indirip Şehzâde Mahmud'u başa getireceğiz" tehditleri kulaklarından hiç gitmemişti. Nihayet, 7 Haziran 1603 yılında yukarıda bahsettiğimiz elim fâcia Şehzâde Mahmud'un katledilmesiyle sonuçlandı. Veliahtliğe yükselen Şehzâde Ahmed'in annesi Handan Sûltân bu olaydan çok korktu. Derhal oğlunu yakın korumaya, doğrudan göz hapsine aldı.
Ancak haremde hesaplar kapanmamış, aksine daha da kızışmıştı. Safiye Sûltân durdurulamıyordu. Onu durduracak tek bir şey kalıyordu o da Sûltân III. Mehmed'in ortadan kaldırılması. Böylece Safiye Sûltân'ın Vâlide Sûltânlığı sona erecek herkes rahatlayacaktı. Öyle de oldu.
Bu elim olaydan 6 ay 15 gün sonra 37 yaşındaki Sûltân III. Mehmed kimsenin çözemediği bir şekilde 21 Aralık 1603 tarihinde vefât etti. Perde kapanmıştı. Şehzâde Ahmed 1. Ahmed sanıyla 22 Aralık'ta tahta çıktı.
Tahta çıkışından sonra ipleri yavaş yavaş eline almaya başladı. Bunda Hocası Hâce Mustafa Efendi'nin rolü elbette büyüktü. Ona zaman zaman tavsiyelerde bulunuyordu. Bu tavsiyelerden birisiyle de 17 gün sonra Safiye Sûltân'ın eski saraya gönderilmesi oldu. En önemli tavsiyesi ise kardeş katline son verilmesi konusuydu.
Gerçi bu konu Sûltân Ahmed'in gündemindeydi. Özellikle kendisine veliahtlık yolunu açan Şehzâde Mahmud'un katledilmesinden çok etkilenmiş, eğer Allah nasib eder de tahta geçecek olursa kardeşi Mustafa'ya dokunmayacağına dair kendi kendine söz vermişti.
O gün gelip de tahta oturunca herkesin beklentilerini boşa çıkarmış, sonradan 1. Mustafa olarak tahta geçecek olan kardeşi için bir türlü boğdurulma fermânını vermemişti. Hatta ilk günlerde bunu kendisine hatırlatanlara, "Şu anda yastayım, 40 gün yas tutacağım, sonra bakarız"